16 Haziran 2018 Cumartesi

39 Yıl Sonra Çizgilerle Sınıflar Tarihi

Karikatürcü arkadaşımız Canol KOCAGÖZ'ün  39 yıl önce çizimini yaptığı "ÇİZGİLERLE SINIFLAR TARİHİ" kitabı uzun bekleyiş döneminden sonra  DİSK Birleşik Metal -İş tarafından Mayıs 2018 ayında yayınlandı.

16 Haziran 2018 de Evrensel Gazetesinde yayınlanan yazıyı sunuyoruz...



 Usta Karikatürist Canol Kocagöz’le, 1979'da hazırladığı ve 39 yıl sonra kitaplaşan 'Çizgilerle Sınıflar Tarihi'ni konuştuk.

İsmail AFACAN
İstanbul

‘Çizgilerle Sınıflar Tarihi’ Karikatürist Canol Kocagöz tarafından 1979 yılında hazırlandı, 2018’de mayıs ayında ise Birleşik Metal-İş Sendikası tarafından kitaplaştırıldı. İsminden de anlaşıldığı gibi kitapta insanlığın geçirdiği ve geçireceği ilkel komünal, köleci, feodal, kapitalist, sömürüsüz ve sınıfsız toplum düzenleri çizgilerle anlatılıyor. Diyalektik ve materyalist bir tarih anlayışıyla…
Usta Karikatürist Canol Kocagöz’le 39 yıl sonra kitaplaşan “Çizgilerle Sınıflar Tarihi”ni konuştuk. Kitabın bu kadar neden geciktiğini, 80 öncesindeki karikatür ve sanat ilişkisini, ‘faili meçhule’ giden çizimlerini… Kitabının metal işçilerinin patronlara karşı yoğun direnişinin olduğu bugünlerde yayımlanmasının bir rastlantı olmadığını söyleyen Kocagöz, “O dönemde biz bir grup karikatürcü çizgilerimizle metal işçilerinin yanındaydık. Karikatür sanatının işçi sınıfıyla omuz omuza olduğu bir dönemi yaşadık.” dedi.



Çizgilerle Sınıflar Tarihi” 39 yıl sonra kitap haline geldi. Hikayesini öğrenebilir miyiz?


Metal iş kolunda 1977 yılında metal işçilerinin en örgütlü ve en savaşkan sendikal örgütü DİSK’e bağlı Maden-İş Sendikası, sermayenin en örgütlü gücü Madeni Eşya Sanayicileri Sendikasına (MESS) karşı 40 bine yakın metal işçinin katıldığı uzun süreli bir grev yaptı. Sendika eğitim dairesi ile beraber, işçi hareketinin mücadelesinin boyutlarını sırf maddi taleplerin dışında da düşünebilmesini sağlayacak, ayni zamanda halkın ‘büyük grev’ adını layık gördüğü bu eylem boyunca eğitim taleplerini karşılamak için grev çadırlarında, fabrika tezgahlarında, işe geliş-gidişlerde vb. yerlerde kullanılabilecek, her işçinin anlayabileceği tarzda bir cep kitapları hazırlamaya karar verdik. Benim hazırlayacağım kitap çizgili dizinin ilki olacaktı. Daha sonra ekonomi ve politikayı anlatacak başka kitaplara devam edecekti. Bir grup eğitim uzmanı ile diyalektik ve tarihsel materyalizmin bakış açısıyla “çizgilerle sınıflar tarihi” konulu bir cep kitabı hazırlamak için çalışmalara başladık. Çalışma grubumuz çeşitli klasik yayınları okuyarak ve tartışarak  kitabı yarattı.

Niçin bu kadar gecikti?

Kitabın bitip baskıya hazırlandığı günlerde, 12 Eylül 1980 askeri darbesi tüm ilericilerin üzerine kabus gibi çökerken, kitapların ve sanat eserlerinin de bundan nasibini almaması imkansızdı. Bu kitapla beraber hazırlıklarına başladığım Maden-İş Sendikası Eğitim Kitabı’nın yeni baskısı için çizimini yaptığım 100’den fazla karikatürüm ile desen çalışmalarım “Faili meçhule uğradı”. Baskı hazırlığında olan şimdi yayımlanan “Çizgilerle Sınıflar Tarihi” ise birçok ilerici ve devrimci insan gibi uzun yıllar işçi semtlerindeki bitmemiş inşaatlarda, gecekondularda saklandı… Ve o günleri ufak tefek zararlarla atlatarak bu günlere geldi.
Nihayet 2018 mayıs ayı içinde yayımlandı. Burada hatırlatmamda yarar var, bu kitap metal işçilerinin MESS’e karşı direnişlerinin 25 yılı olan 2002’nin mayıs ayında günlük olarak  Evrensel gazetesinde tefrika edilmişti.

Bir dönemin ruhunu ve tarzını yansıtan bir çalışma “Çizgilerle Sınıflar Tarihi”… On yıllar sonra yayımlanmasının anlamı nedir?

Evvela şunu akıldan çıkarmamak gerekiyor. Bu kitap bir direnişten sonra oluşan bir kitaptır. Ve bir ihtiyaçtan doğmuştur. Yani “Çizgilerle Sınıflar Tarihi” kitabı, metal işçilerinin patronlara karşı yoğun direnişinin olduğu bugünlerde yayımlanmasının bir rastlantı olmadığı kanaatindeyim. Kitabımı yayınlayan DİSK-Maden İş Sendikasının geleneğini devam ettiren metal işçilerinin sendikası DİSK -Birleşik Metal İş Sendikasının yazdığı ön sözünden yapılan aşağıdaki alıntının bu sorunuzun en iyi cevap olacağı kanaatindeyim. 
“… Elinizdeki kitap darbelere, ağır baskılarla geçen yıllara; ama hepsinden önemlisi metal işçisinin baş eğmeyen sınıf tavrına tanıklık ediyor. Ne mutlu bize ki; Türkiye işçi sınıfının göz nuru örgütü olan sendikamızın mücadele birikiminden yararlanıyor, 1978 yılında kalemlerinden çıkan satırlara yenilerini ekliyor ve yarıda kalanı tamamlıyoruz. Sendikamızın 70. yıl dönümünde; uzun yıllar içinde ‘Çizgilerle Sınıflar Tarihi’ kitabının oluşması ve korunmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyor ve bu eseri siz değerli sınıf dostlarına sunmaktan onur duyuyoruz.”


KARİKATÜRÜ FABRİKA DUVARLARINA TAŞIDIK’

Çizerken neler hissetmiştiniz. Bugünden, o günlere baktığınızda neler hissediyorsunuz?

Bir de şunu hatırlatmak isterim o dönemde biz bir grup karikatürcü çizgilerimizle metal işçilerinin yanındaydık. Gece ve gündüz grev çadırlarında hep birlikte yaşıyor gibiydik. Karikatür sanatının işçi sınıfıyla omuz omuza olduğu bir dönemi yaşadık. Türkiye’de karikatürü fabrika duvarlarına taşıdık. Belki şimdi sizlere garip gelecek, benim o dönemde duvarları boyama belgem vardı. Şaka gibi gelecek ama herhalde duvarları boyamak için belgesi olan tek karikatürcü de ben olduğum için ayrıca gurur duyuyorum. “Çizgilerle Sınıflar Tarihi” böyle coşkulu atmosfer içinde yaratılan, direniş ve mücadele içinde yeşeren bir kitap oldu.

‘KİTABIMI MARKSİZM İÇİN MÜCADELE EDENLERE ADIYORUM’

Kitabın içeriğinden bahseder misiniz? Okurlar neler bulacak kitapta?

Kitap isminden de anlaşıldığı gibi okuyucu kitapta “Çizgilerle Sınıflar Tarihi”ni bulacak. Yani kısaca insanlığın geçirdiği ve geçireceği ilkel komünal toplum, köleci toplum düzeni, feodal toplum düzeni, kapitalist toplum düzeni, sömürüsüz toplum ile sınıfsız toplumunun çizgilerle anlatımını bulacak. Bu geniş konuları, ciltler dolusu  kitapları 90 sayfaya sığdırmaya çalıştık. Başarılı olduksa işçi sınıfı kitaplığına bir başucu kitapçığı kazandırmanın mutluluğunu yaşayacağım. Ayrıca “Çizgilerle Sınıflar Tarihi” kitabının yayımlandığı  mayıs 2018  ayı  sınıf mücadelesinin ayrılmaz parçası  Karl Marx’ın da 200’üncü doğum gününe geldiği için benim için ayrı bir anlamı var. O sebepten kitabımı Marksizm için mücadele edenlere adıyorum.




Hiç yorum yok: