14 Şubat 2009 Cumartesi

SIRA GELDİ HAVAYA


NE HAVASI NE SUYU
DEĞİŞMEZ SOYSUZUN HUYU

Küresel ısınma yetmedi bir de bu çıktı şimdi; sular satılıyor…
“Ekmek elden, su gölden” sözü anlamını yitirdi, ekmek çoktan elden gitti, ekmeğin geldiği topraklar parsel parsel satıldı… Sıra suda… şimdi su gelecek göller de kurudu; olanlar da satılıyor…
Arz talep meselesi, az olan malın değeri artar; su bitmeye yüz tutu muydu fiyatı tavan yapar. Bütün sular da babalar gibi satılır…
Hoca Nasrettin’in tavşanın suyunun suyu çorbasına bile hasret olundu.
Artık derslerini “Sular seller gibi ezberleyen” öğrenciler yandı çünkü bu deyim artık sözlüye kalkan öğrencinin nutkunun tutulup, hiçbir kelam edememesi anlamına gelmekte.
“Ne bu halin evladım; su gibi, sel gibi sustun, niye çalışmadın çocuğum, otur sıfır” diyecek öğretmen.
Kızdığımız insanlara “Sen su koy verdin artık” demek artık bir iltifat sayılacak.
“Sen bu işin suyunu çıkarttın” sözünü takdir ettiklerimize söyleyeceğiz.
Sudan bahane demek, artık çok önemli, çok haklı gerekçeleri açıklamak için kullanacağız.
“Randevuma gelemedim çünkü evde yangın çıktı, söndürmeye su bulamadık; sonra kaynanam öldü cenazesini yıkayamadık su yoktu kusura bakma… Gördüğün gibi sudan gerekçelerim var”
Toplumsal değişim bu olsa gerek…
Suyumuzu bir inek içti, inek de dağa kaçtı; dağ yanıp bitip kül olmadan o ineği bulabilmekte iş…
Su insanın yaşaması için gerekli ana maddelerden biridir, onu elinden almak “yaşam hakkını” elinden almaktır…
Su bir insan hakkıdır… Tıpkı hava gibi…
Sahi, basit önemsiz şeyleri anlatmak için neden “havadan, sudan” derler? Bu kadar önemli iki hayat kaynağı neden bu kadar basit gösterilir?
Değerini düşürüp ucuza kapatmak için mi? Yakında hava da özelleşir, hava da satılır görürsünüz…
“Hava bedava, bulut bedava” diyen şair de yalancı çıkar…
Malumunuz su litreyle, ekmek kiloyla ölçülür; peki nefes neyle ölçülür a dostlar?
Nefesin birimi nedir?
Nefesin bir birimi olmalı ki ona bir paha biçilsin…
Yoksa eğer bir birim uyduralım…
Diyelim “Hooh” olsun…
1 Lt = 1 Kg = 1 =Hooh
Derinden çekilen havanın bir hoohu, şu kadar Yetele…
İnsan denen yaratık bir günde kaç kez nefes alır, fiyatları yüksek tutarsanız adam batar; yetkililer herhalde o kadar da eşek değiller.
Elbette vatandaşı mağdur etmemek için ödemede bir güzellik yaparlar.
Örneğin “Hooh abonmanlığı” sistemi getirilir, bağlanacak hooh sayaçlarıyla ayda ne kadar nefes aldığı saptanır; ay sonunda da tahsil edilir. Uyarılara rağmen borcunu geciktirenlerin de nefesi kesilir.
Ama her havanın hoohu da aynı olmaz tabii…
Misal deniz kenarındaki havanın hoohuyla, şehirdeki kirli havanın hoohu aynı fiyatta olmamalı.
Bir de gece uykudayken aldığınız hava %50 indirimli olacaktır illaki…
Gördünüz mü ne büyük avantaj, benim güzel insanım bu fırsatı hiç kaçırmaz ve o güzel uykusundan hiç uyanmaz artık, horlamaya ve indirimli havayı solumaya devam eder… İşin suyunu çıkartmak da bu olsa gerek (su kıymetli bir şey olduğundan bu deyim de olumlu bir deyim haline gelmiştir dolayısıyla)
Atay SÖZER

Hiç yorum yok: