29 Kasım 2007 Perşembe

MARKO PAŞA 61 YAŞINDA

Canol KOCAGÖZ

Halktan ve emekten yana haftalık bir siyasi mizah gazetesi olan Markopaşa, bundan 61 yıl önce 25 Kasım 1946 tarihinde Türkiye cumhuriyet tarihinin en muhalif, en etkili ve çok tirajlı bir yayın organı olarak basın tarihimizdeki yerini aldı. Yüksek tirajına rağmen, Markopaşa mizah gazetesinin ve devamı gazetelerin çıkan sayılarının tamamı elimizde değil. Ancak bulabildiğimiz sayılarından ve ağır baskılara maruz kalmalarına rağmen gazeteyi ölümü bile göze alarak çıkaran mizah ustalarımız Sabahattin Ali, Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz, Mustafa (Mim) Uykusuz’un yakınlarından alınan bilgilerin ışığında, Markopaşa mizah gazetesinin tarihine zor ve eksik de olsa ulaşabiliyoruz. Markopaşa’nın ilk sayısından, “halk için haftalık siyasi mizah gazetesi” olarak yayınlandığını anlamaktayız. Dergi “…okuyucuların alışılmış olandan ayrı bir mizah bulacakları…”nı ve mizah anlayışını biraz daha açıp; “…Maksadımız sadece gülmek için gülmek değildir. Gülerek düşünmek ve faydalı olmaktır” diyerek, net bir şekilde ilk sayılarında adeta bir mizah manifestosu ile çıkış nedenlerini ve amaçlarını açık bir şekilde belirtmişti. Ama dergi, mütevazı bir şekilde de kendi durumunu ortaya koyarak “Markopaşa bu dileğini en mükemmel şekilde yaptığına kani değildir” demiş ve hemen arkasından “Fakat her hafta daha güzel ve mükemmel olmaya gayret edecektir” diyerek, okuyucusuna açıkça söz vermişti. Markopaşa siyasi mizah gazetesinin ilk sayısından başlayarak okuyucusuna bu kadar yürekten söz vermesi, halkın gözünden kaçmadı. Basılan ilk 6 bin sayı kısa sürede tükendi. İlk sayının kısa sürede tükenmesinden güç alan yayın kurulu, ikinci sayıyı 10 bin bastı. İkinci baskı da kısa sürede tükenince ve Anadolu’dan istekler gelmeye başlayınca, üçüncü sayı 20 bin basıldı ve dağıtıldı. Gazete satışından iade gelmeyince, Markopaşa’yı çıkaran ekibe daha çok güven ve heves geldi. Bundan sonraki sayılarda tirajlarını daha da artırdılar. Altıncı sayıda artık 60 bini buldular. Bu rakam o güne kadar Türkiye Cumhuriyeti topraklarında hiçbir mizah gazetesinin, hatta günlük gazetenin ulaşamadığı bir sayıydı. O günün günlük gazeteleri olan Cumhuriyet ve Vatan gazetelerinin tirajları bile 20 bini geçmiyordu.
77 sayı yayınlandı Mizah yazarları Sabahattin Ali, Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz ile karikatürcü Mustafa (Mim) Uykusuz tarafından “halk için haftalık siyasi mizah gazetesi” kimliği ile 25 Kasım 1946 tarihinde yayınlandı. 6 bin basılan ilk sayısının fiyatı 10 kuruştu. Abone bedelleri üç aylık 120 kuruş, altı aylık 240 kuruş, bir yıllık 450 kuruş olarak belirlenmişti. Sahibi ve yazı işlerini fiilen idare edenin Sabahattin Ali olduğu, yönetim yerinin de Ankara Caddesi Vilayet karşısında İzzettin Han No:23 Cağaloğlu / İstanbul adresinin yazılı olduğu, basıldığı yerin EMEK basım ve yayınevi olduğu yazılmaktaydı. Boyutları da 26x41 cm idi. Markopaşa 4 sayfa olarak siyah beyaz olarak çıkarılmıştı. Markopaşa’nın yükselen sesiyle beraber artan tirajı, egemen güçlerin gözünden kaçmadı. O günlerde basında tek halk muhalefeti olan gazeteydi. CHP’nin baskıcı yönetimine karşı 63 binlere ulaşan satışı ile girmediği köy odası ve köy kahvesi kalmamıştı. Halk içinde kök salmaya başlayan bu muhalif sesi, iktidarda bulunanlar ne şekilde olursa olsun engellemeye çalışacaktı. Ve gazeteyi kapattılar. Markopaşa kapatıldıktan sonra Merhumpaşa, Malumpaşa, Alibaba, Hür Markopaşa, Yedi-Sekiz Paşa, Medet gibi isimlerle yayınını sürdürdü. 25 Kasım 1946 tarihinde başlayıp 23 Nisan 1950 tarihine kadar yaklaşık dört yıla yakın süren yayın hayatında Markopaşa ve devamı gazeteler, 176 haftada 77 yayınla okuyucusuyla buluşabildi. Çıkamadığı 99 haftada ise çeşitli baskı ve şiddete maruz kaldılar.
Baskılar ve ölüm... Gazeteye baskılar o kadar ileri gitti ki bu sene doğumunun 100. yılını kutladığımız kurucusu ve yazı işleri müdürü Sabahattin Ali’yi “faili meçhul” bir cinayete kurban verdi. Cumhuriyet döneminin yargısız infaza kurban verdiği ilk mizahçısı olan Sabahattin Ali’nin cesedi, Bulgaristan sınırına yakın Kırklareli’nin şimdiki adı Çukurpınar olan Sazara köyü dolaylarında 16 Haziran 1948 tarihinde bulundu. Cesede yapılan otopsiden, Sabahattin Ali’nin 2 Nisan 1948 tarihinde öldüğü anlaşıldı. Her yargısız infazda olduğu gibi Sabahattin Ali’nin infaz dosyasında da karanlık noktalar bulunduğunu, ölümünün esrarengizliğini hâlâ koruduğunu devlet dahil herkes bilmektedir. Çözüm bekleyen sorular her geçen gün büyümeye devam etmektedir. Sabahattin Ali’nin yargısız infaz dosyası açılmadan, ölümündeki karanlık perdeler ortadan kaldırılmadan, aydınlar ve halkın üzerine birçok “faili meçhulün” daha gündeme geleceği ve demokrasinin önünü tıkayan en büyük engellerden biri olmaya devam edeceği ortadadır. Başta karikatürcü ve mizahçılarımız olmak üzere tüm aydınlarımızın, doğumunun 100. yılında Sabahattin Ali’nin infaz dosyasını açmak, üzerindeki gizi kaldırmak başlıca görevleri olmalıdır. Sabahattin Ali ile benzeşen Markopaşa siyasi mizah gazetesi ve bu gazeteyi yayınlayanlara karşı fiili saldırıların yanında, Markopaşa’ya uygulanan her türlü siyasi ve ekonomik baskıların da haddi hududu yoktu. Gazete aleyhine 16 dava açıldı; yazar ve çizerlere 8 yıl 2.5 ay hapis cezası verildi, yazarları sürgüne gönderildi, 10’un üstünde dava açıldı, gazetenin ilk yirmi iki sayısının tümüne yakınına toplatma kararı alındı. Bu rakamların resmi rakamlar olduğu, dava açılmadan yazar ve çizerlerin aylarca içeride tutulduğu, yakınları ve dostlarından alınan bilgilerden anlaşılmaktadır.
Markopaşa’yı telin mitingleri! Devlet tarafından İstanbul, İzmir, Ankara, Eskişehir dahil olmak üzere bazı illerde ırkçı öğrencilerle lümpenlere, Adana’da da zamanın Çalışma Bakanı olan, daha sonra başbakanlık da yapacak olan CHP Milletvekili Sadi Irmak’ın da kurucusu bulunduğu Adana İplik ve Dokuma İşçileri Sendikası’ndan bazı işçilere Markopaşa’yı telin mitingleri yaptırılmış, bayilerdeki gazetelere el koyarak parçalatılmıştır. Bu olaylarla egemen güçler hem okuyanlara, hem de Markopaşa’yı çıkaranlara korku ve gözdağı vererek gazetenin satışını düşürmeye çalışmışlardır. Hatta devlet, yasaları o kadar çiğnemiştir ki gazete satışını yapan küçük yaştaki çocukları bile fişleyerek sabıkalılar sınıfına sokmuştur. Her türlü baskıya rağmen gazeteyi satın alan halk, Markopaşa’nın tirajını devamlı yükselterek 63 binlere çıkarmıştır. Halk bu tavrıyla adeta egemenlere meydan okumuş, sorunlarını gözler önüne seren ve savunan gazete çıkaranlarına güç ve moral vermiştir. Tanklarına, toplarına ve parasal gücüne rağmen iktidarı Markopaşa’dan korkutan neydi, diye soracak olursak; Markopaşa’nın çıkarken özetlediği, kimliğindeki “halk için haftalık siyasi mizah gazetesi”ni şiar edinmesi ve olaylara sınıf gözlüğüyle bakarak egemenlerin ipliğini pazara çıkarmasıdır, diyebiliriz.
Kuruluşunda işçiler vardı Ayrıca Markopaşa mizah gazetesinin kurulması fikrinin işçi önderlerinden gelmesi, çıkışında işçi sınıfının mücadele arkadaşı olan yazar ve çizerlerin yer alması da önemli bir noktadır. İşçi sınıfının mücadelesine kendilerini adayan yazar-çizer kadrosu olan Sabahattin Ali, Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz, Mustafa (Mim) Uykusuz ve bazı çalışanlarının; TKP’den (Türkiye Komünist Partisi) ayrılarak legal alanda faaliyet sürdürmeye çalışan, başkanlığını Esad Adil Müstecaplıoğlu’nun yaptığı 14 Mayıs 1946 tarihinde kurulan TSP’nin (Türkiye Sosyalist Partisi) üyesi, bazılarının da illegal olarak çalışan TKP’nin legaldeki TSEKP’nin (Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisi) sempetizanı olmaları; Markopaşa’nın ideolojik ve politik gücü olmuştur. Markopaşa’yı çıkaranların olayları sınıf açısından bakarak değerlendirmeleri, gazetenin yaptığı mizaha ayrı bir derinlik ve mücadele perspektifi vermiştir. Bu da Markopaşa’nın en büyük avantajıdır. Dünyadaki siyasi mizahla ortak bir dil kullanması, savaş aleyhtarı tutumunun yaptığı mizaha yansıması, karaborsacı ve soyguncuları teşhir etmesi de gazetenin, halkın içinde saygın bir şekilde kök salmasına sebep olmuştur. TSP’nin Tophane’de bulunan parti binası olarak da kullanılan Esad Adil Müstecaplı’nın evinde, işçilerin Aziz Nesin ile Rıfat Ilgaz’a yaptıkları öneriyle başlamıştı Markopaşa siyasi mizah gazetesi serüveni. Daha sonra Sabahattin Ali ile Mustafa (Mim) Uykusuz’un katılmasıyla oluşturulan yazı kuruluna, solda yazan birçok aydının katılmasıyla hayata geçmiş, çıktığı 77 sayı ile adeta iktidara kök söktürmüş, parlamento dışı muhalefetin örnek bir basın çalışmasını yürütmüştü. Mizah anlayışı olan, “Haftalık bir siyasi mizah gazetesi olarak yayınlanan Markopaşa’da, okuyucularımız alışılmış olandan ayrı bir mizah bulacaklardır. Maksadımız sadece gülmek değildir. Gülerek düşünmek ve faydalı olmaktır” sözünü, çıktığı 77 sayıda mizah dünyamıza adeta kazıyarak yerleştirmiştir. Bugün Markopaşa’nın mizah anlayışını birçok karikatürcü ve mizah yazarı başarıyla devam ettirmiş ve ettirecektir. İyi ki doğdun Markopaşa. 61. yılında yaşıyor ve savaşıyorsun.

(Karikatürler : Mim UYKUSUZ)

Hiç yorum yok: