

MAKYAVEL :
“Amaca ulaşmak için her yol mubahtır; ne lokum yerseniz yiyin yeter ki amaca ulaşın”, diyerek sermayeye yol gösterip, eşeğin aklına karpuz kabuğu düşüren çocuk... Özelleştirmeciler ondan cesaret bulmuşlardır.

Adamın biri işte... “Laissez faire, Laissez passer” yani “Bırakınız ne halt ederlerse etsinler, bırakınız ne cehenneme giderlerse gitsinler,bırakınız istiyorlarsa da öpsünler. ” diye bir herze yumurtlamış ve tüm özelleştirmecilere yol göstermiştir. Yatacak yeri olmayan bir çocuktur bu adam...
FRİEDMAN:
Makyavel ve Adam Simith’den feyz alan, Galille’nin “Dünya yuvarlaktır” sözünü yanlış yorumlayarak “Küreselleşmeyi” keşfeden çocuk. Bulduğu doktrinleriyle A
BD’nin gözbebeği olmuş ve ilk icraatlarından birini Şili’de yapmıştır. Pinoche adlı bir başka özelleştirme çocuğuna darbe yaptırıp özelleştirme karşıtı Allende’yi devirip, ne var ne yok özelleştirmiştir. Bu başarısından sonra bu yöntemi pek çok yerde uygulatmıştır. Nerede bir darbe varsa bilin ki bu çocuğun parmağı vardır. En büyük özelleştirme çocuklarından biridir.
Makyavel ve Adam Simith’den feyz alan, Galille’nin “Dünya yuvarlaktır” sözünü yanlış yorumlayarak “Küreselleşmeyi” keşfeden çocuk. Bulduğu doktrinleriyle A

JOHN MAYNARD KEYNES
Ona ekonomiyi kurtaran adam diyorlar... Masal dinlemeye bayılırdı... Bernard de Mandeville’in ünlü Arı Masalı’nı dinledi hayatı değişti. Efendim bu masal özetle şöyleydi. Bir arı kovanında bolluk ve refah varmış, arıların bir eli yağda bir eli baldaymış. Lakin bolluk arttıkça ahlaksızlık, rezillik de artmaya başlamış. Arılar yaratıcıdan, ahlaklı olmayı dilemişler ve hepsi bir anda ahlaklı olmuşlar. O andan itibaren de kovanda kıtlık başlamış, arılar bellerini doğrultamaz olmuşlar...Yani bu kıssanın hissesi şu oluyormuş. İnsanın, hırsı, ihtirası, açgözlülüğü, daha çok kazanma arzusu toplumları ileri götürür, kısaca “Genel zenginliği yapan kişisel kötülüklerdir”. İşte bu sözler Keynes için bir düstur oluşturdu. Öyle ya “Herkes en basit yiyeceğe, en ucuz elbiseye ve en mütevazı konuta razı olsaydı, hiç şüphe yok ki bu türlü yiyecek, giyecek ve konutlardan başka türlüsü mevcut olmayacaktı”. Mandeville’nin aşağıdaki şiirini kesip hep cüzdanında taşıdı. Liberalizmin temelini atarken de çıkartıp çıkartıp okudu...
Hiçbir senyör övünmüyor

Alacaklıları hesabına yaşamakla.
Uşak giysileri eskicilerde yığılıyor.
Saltanat paraları yok pahasına elden çıkarılıyor,
Muhteşem koşum hayvanları satılıyor,
Ve villalar borçlara kapatılıyor;
bir suç gibi masraftan kaçılıyor;
Pekiyi sonuç ne oluyor?
“Şimdi ünlü bir kovanı seyredin.
Ticaretle erdemin nasıl bağdaştığını.
Onun lüksünden hiçbir iz kalmadı;
Büsbütün başka bir görünüş kazandı
Toprak ve ev fiyatları al aşağı,
Neş’e dolu sarayların duvarları,
İnşaatta duruş umumi,
Sanatkarlar artık iş bulamıyor;
Ressamlık kimseyi resmedemiyor;
Heykelci ve gravürcü adı hiç anılmıyor
Bu özelleştirme çocuğu, ötekilerin ağababalarından biridir, işin kuramını getirmiştir...
TURGUT ÖZAL
Yeni dünya düzeni, globalleşme gibi herzeleri gündemimize sokmakla görevlendiril
miş zat... Aslında onun hakkında ne söylesek azdır... İlahlar tarafından ülkenin geleceği de çizilirken onun nerelere geleceği, neler edeceği bir bir belirlendi... Boğaz Köprüsünü satacağım diye ortaya çıkıp, Türkiye’deki özelleştirmenin ateşini yaktı. O zaman “Köprüyü sattırmam da sattırmam” diyenler çıktıysa da anlara “Anasını bile satarım” diyerek neyi bulsa özelleştirmeye başlamıştır...
Yeni dünya düzeni, globalleşme gibi herzeleri gündemimize sokmakla görevlendiril

UNAKITAN
Türkiye’nin yetiştirdiği en hızlı çocuklardan biridir... Açık sözlüdür, lafını esirgemez. Zamanında naylondan fatura imal ettiği söylense de bunları duymaz, bile. Çok hoş görülüdür... Hazırcevaptır, mesela muhterem mahdumu, gümrük vergisinin artırılmasından kısa bir süre önce 4 bin ton çerezlik mısır ithal etti... “Bu ne iş sayın bakan” diyenlere de “Yahu bizim oğlan onları

ANNE KRUGER
IMF birinci Başkan Yardımcısı olan bu hanım, iyi bir özelleştirme çocuğudur. Özellikle bizimkilerin aldığı asgari ücrete kafayı takmıştır. Bu kadar azami bir asgari ücret verdik

BUSH
Bütün ABD başkanları doğal bir özelleştirme çocuğudur. Bütün ABD başkanları daha k

ROTHSCHİLD
ABD’nin sahiplerinden, yedi göbekten bir özelleştirme çocuğu. Doları bile bu ailenin özel ban

ROCKEFELLER
Rothschild’in bir başka türü... Yani biri Ediyse öteki Büdü... Deyim haline gelmiş bir ö

CECİL RHODES
Ya bu öyle bir çocuk ki anlatamam... Bir kere Güney Afrika’ya el koymuş bir kişid

GEORGE SOROS
Vallahi bu çocuk hakkında ne söyleyeceğimizi bilemiyoruz, fena halde kafa karıştıran “problem çocuk” modeli... Dünyanın en meşhur spekülatörlerinden biri olan bu çocuk Macaristan’da doğdu, ülkesi Nazi işgali altındayken karaborsacılık yaparak hayata atıldı. Musevi’ydi ama sahte bir kimlik uydurup Tarım Bakanlığı’nda göreve işe başladı. Görevi de toplama kampına sürülecek Musevilerin el konulacak mallarını belirlemekti. Derken savaş bitti, Naziler yenildi, Macaristan’ı da Sovyetler işgal etti ve Nazi işbirlikçileri asılmaya başlandı. Soros usta bir manevrayla KGB ile işbirliğine girip ipten kurtuldu. Soros daha sonra kimsenin gönlü kalmasın diye CİA ve MOSSAD ile de işbirliğine girme başarısını göstermiştir.
En büyük hobilerinden biri de darbe finansörlüğü yapmasıdır. Gürcistan,

"Finansman gurusu". "Global hayırsever". "Tuttuğu altın olan Midas". "Açık toplum filozofu". "Bilgisayar çağının Robin Hood'u","Tayland halkının kanını emen Drakula". "Malezya ekonomisinin mezar kazıcısı". "Çin'in timsahı". gibi lakapları vardır.
Türkiye’ye de gelmiş idarecilerle teşrikimesai yapmıştır. Türkiye’nin ihraç etmesi gereken şey ordusudur diye herze yumurtlayan odur. AKP, İslami bir ülkenin en demokratik partisi, diye başbakanımıza övgüler düzen de odur.
Bush aleyhtarı olduğuna bakmayın, sadece seçimlerde rakibini desteklemiştir. Ama yarın ne olacağı belli olmaz, çünkü kimse onun gibi anında taraf değiştirme ustası değildir.
Açık Toplum Enstitüsü (open society institute) kurucusudur, bu kuruluş sivil toplum örgütlerini destekler gibi yapmaktadır ama aslında ne yaptığı biraz muğlaktır. Yani demokrasiyi geliştirmek amacında olan bu kurumun parmağını attığı yerlerde yan tesir olarak nedense hep darbeler görülmektedir. Bu zatın ne olduğunu anlayanlar da vardır tabii, mesela Gürcistan’a gittiğinde üzerine yumurtayla mayonez atmışlardı.
Ülkemizdeki özelleştirmelerle yakından ilgilenen bu çocuğa aman dikkat diyoruz, çok hiperaktiftir, bir şeyleri kırıp dökebilir...

MATİLD MANUKYAN
Onu diğerlerinden ayıran fark onun düzenli olarak vergisini vermiş olması ve hep vergi rekortmenleri arısında yer almasıdır.
Atay SÖZER