3 Ağustos 2024 Cumartesi

Prof.Dr. Mikail Bayram Hayatını Kaybetti

 


Özellikle Nasrettin Hoca üzerine yaptığı çalışmalarla bildiğimiz Prof.Dr.Mikail Bayram hayatını kaybetti. Mevlana ve Ahi Evran (Nasrettin Hoca) mücadelesini anlatırken dönemin siyasi yapısını da incelemişti.


Karikatürcü, araştırmacı arkadaşımız Köksal Çiftçi'nin Mikail Bayram için yazdığı yazıyı yayınlıyoruz.


 NASREDDİN HOCA NEDEN ÖLDÜRÜLDÜ?

Pek çok insan inanamıyor ama şu bir gerçek, Nasreddin Hoca, Mevlana müridi ve Moğol valisi Cacaoğlu Nurettin tarafından öldürüldü. Gözümüzün önünde dururken ilginçtir algılayamamışız, olan biteni bize Mikail Bayram anlattı. Tanık olacaksınız, hakarete varan karşı duruşlar birkaç yılda güneş altındaki kar gibi eriyecek ve gerçeklik herkes tarafından  kabul edilecek.

Şimdilik bizi ilgilendiren soru şu: Hoca hangi gerekçeyle öldürüldü?.

>O Dönem Hemen Herkesin Onursal Adı Nasreddin Hoca

Müsameratül Ahbar, Anadolu Selçuki Tarihi, Anonim Selçukoğulları Tarihi ve Ariflerin Menkıbeleri gibi kaynaklarda üç ayrı kişiye Hace Nasreddin dendiği görülür ve adları şöyledir: Hace Nasreddin Mahmut b. Ahmet el-Hoyi, Hace Nasreddin Muhammed el-Tusi, Hace Nasreddin b. Yavlak Arslan. Ayrıca Rum Selçuklu Devleti'nin kurucusu Kutalmış Oğlu Süleyman Şah'ın, tarihçi İbni Bibi'nin ve yaklaşık 20 tarihi kişiliğin daha şeref adı Nasırüddin'dir.

>İlk Nasreddin Hoca, Hace Nasreddin Mahmut b. Ahmet el-Hoyi

Mevlana'nın ve Mevlevilerin, Mesnevi, Divan-ı Kebir ve Ariflerin Menkıbeleri gibi eserlerde Hace Nasreddin Mahmut b. Ahmet el-Hoyi'yi düşman belledikleri ve Arap Cuha tiplemesinin seçme fıkralarını onun kişiliğinde Anadolu'ya taşıdıkları görülmektedir. Mikail Bayram, bu gerekçeyle Hoca'nın, Hace Nasreddin Mahmut b. Ahmet el-Hoyi olduğu sonucuna varıyor. Bu yaklaşıma göre ilk Nasreddin Hoca, Ahi Evren oluyor. Çünkü onun adının geniş şekli "Ahi Evren Ebu'l-Hakayık Hace Nasreddin Mahmut b. Ahmet el-Hoyi"dir. 

Çıkarımı biz de akla yatkın buluyoruz.

>Nasreddin Hoca’yı Anadolu’ya Bağdat Halifesi Gönderiyor

Genç Hace Nasreddin Mahmut b. Ahmet el-Hoyi'nin, Bağdat halifesi Nasır Lidinillah'ın, özel görevle Bağdat'tan gönderdiği grubun arasında Rum Selçuklu topraklarına geldiği biliniyor. Kayın pederi Evhadüddin-i Kirmani ölünce dini liderlik ona geçiyor. Muhaliflerinin onları, Halife Nasır Lidinillah'ın temsilcisi olmaları nedeniyle Nasırcılar, Nasreddiniler diye adlandırdıklarını düşünmekteyiz.

>1200'lü yılların bölgedeki tarihi gelişmeleri

1100'lü yıllarda Cengiz Han, Moğolistan'da Moğol birliğini kurdu ve bazı bölge liderlerine barış antlaşması imzalamayı önerdi. Bunların başında Harizm lideri Muhammed geliyordu. Büyük Selçuklu'nun mirasına konmuş olan bu mağrur hükümdar, 100 kadar Moğol elçisini gerekçesiz öldürdü ve mal varlıklarına el koydu. Bu, Cengiz Han'ın İran, Anadolu, Suriye ve Irak üzerine yönelmesine neden oldu. O dönem Rum Selçuklu'nun sultanı olan Alaaddin Keykubat, Alamut'un efendisi Celaleddin Hasan III, Bağdat'ın halifesi de Nasır Lidinillah'tı. Lidinillah, kendine askeri korumacı olarak, köle neslin çocukları oldukları için dışladığı Harizm'i değil, Alamut'u seçti ve bu üç ülkeden oluşan bir "Moğol'a direniş ittifakı" kurdu. İttifakın Moğol'u üstlerine çektiğini düşünen oğulları, yaklaşık 4 yıllık süre içinde babalarını devre dışı bırakarak, direniş ittifakını teslimiyet ittifakına dönüştürdüler. Çünkü Moğol yanlısı Nasreddin Tusi’nin telkinine kanmışlardı ve Moğol'a el kaldırmazlarsa, kendilerine dokunulmayacağına inanmaya başlamışlardı.

>Hoca ve Mevlana'yı iki zıt devlet politikası çatışmaya sürükledi

Nasır Lidinillah'ın kurduğu direniş ittifakının Anadolu'daki yeni dini lideri Hace Nasreddin Mahmut b. Ahmet el-Hoyi'yi idi. Oysa teslimiyetçi ittifak ülkelerinin oğul liderleri Anadolu'da işbirlikçi temsilcilere gereksinim duyuyorlardı. Bu gerekçeyle onlar Hace Nasreddin Mahmut b. Ahmet el-Hoyi yerine Şems-i Tebrizi'nin hazırladığı Mevlana'ya yöneldiler. Buna Anadolu Türkmenleri karşı çıktılar ve eski direnişçi devlet politikasını geçerli saydılar. Moğol desteği de alan Mevlana, yeni ittifakın teslimiyetçi devlet politikasını hayata geçirmek için harekete geçti. Çatışma önce fıkralarla politik yıpratma düzeyindeydi. 1200'lerin ortalarında Moğol işgali tamamlandı, gerginlik arttı ve Hace Nasreddin Mahmut b. Ahmet el-Hoyi, teslimiyet ittifakının Alamut prensi ve temsilcisi olan Şems-i Tebrizi'yi öldürttü. Bu, hem Moğol'u, hem de Mevlana'yı çok kızdırdı. 

Bu nedenle Nasreddin Kırşehir'e sürgün edildi.

>Mevlana da müridi Vali Cacaoğlu Nurettin'e Hoca'yı öldürtüyor

İçi yanan Mevlana'nın acısını, ağır sürgün dindirememişti.

90 yaşında olmasına karşın Hace Nasreddin Mahmut b. Ahmet el-Hoyi, Kırşehir'de Moğol'a karşı ayaklanma girişiminde bulundu, yenildi ve ev hapsine alındı. Bunu fırsat bilen Mevlana, Kırşehir'e müridi Cacaoğlu Nurettin'in Moğol'ca vali olarak atanmasını sağladı. Yeni Valinin ilk işi ev hapsindeki Hace Nasreddin Mahmut b. Ahmet el-Hoyi'yi öldürtmek oldu. Böylece hem Mevlana intikamını almış, hem de direniş ittifakının son lideri ortadan kaldırılmış oldu.

*

Kısacası, Hace Nasreddin Mahmut b. Ahmet el-Hoyi, yani ilk Nasreddin Hoca -yan etkenler ne olursa olsun- tam bağımsızlıkçı ve özgürlükçü olduğu için öldürüldü; işin gerçeği budur.

Köksal Çiftçi


Hiç yorum yok: