26 Aralık 2020 Cumartesi

Ahmet Zeki Yeşil ile mizah söyleşisi


İzmirli Mizah Yazarı Ahmet Zeki Yeşil son kitabı ‘Korona Müfettişi’ni yayımladı. Kısa bir süre önce yayımlanan kitap okurlardan yoğun ilgi gördü. Bundan önce yayımlanan 5 mizah kitabı daha bulunan Yeşil güldüren her şeyin mizah olmadığını ifade ederek, “Mizah, insanları güldürürken düşündürme sanatıdır” diye konuştu.

Evde, okulda, sosyal medyada ve her yerde, şaka tarzı üretimle gülüyoruz; güldürüyoruz. Bizi güldüren her şeye ‘mizah’, hatta ‘kara mizah’ diyoruz. Özetle, komik olan her şeyin mizah olduğunu zannediyoruz. Peki, bu doğru mu? Yani, güldüğümüz her şey mizah mı?


Güldüğümüz her şey mizah değil. Dolayısıyla, bizi güldüren, gülümseten herkes de mizahçı değil. Kara mizah konusuna değinmeden önce, mizahın tanımını yapmak istiyorum. Mizah toplumlara, sınıflara ve uluslara göre farklılık gösterdiği için pek çok tanımı yapılabilir. Ben, “Mizah, insanları güldürürken düşündürme sanatıdır” diyenlerdenim. Tanımdan da anlaşılacağı üzere, mizahın bir derdi vardır; farkında olma durumudur. Mizah, güldürmek ve düşündürmek gibi iki ana unsurdan oluşur. Temel amaç düşündürmek, araç ise güldürmektir. Amaç güldürmek olsaydı, insanları güldüren her şeyi mizah kapsamında değerlendirmemiz gerekirdi. Bu kapsamda mizahçının görevi, öğretmek değildir. Mizahçının görevi hayatı güzelleştirmek, birilerine ilaç olmak ve “ben buradayım” demek isteyenlerin sesi olmaktır.

MİZAH USTALARI OKUNMALI

Mizah öğrenilir mi?

Zaman zaman karşılaştığım sorulardan biridir. Mizah içten gelen bir duygu, doğuştan gelen bir özelliktir. İnsan sonradan mizahçı olmaz. İnsanın mizacından geldiği için bilgi değildir. İnsanın yaradılışında bu özellik varsa zamanla geliştirilebilir. İyi bir mizahçı olmanın yolu, öncelikle mizah ustalarını çok okumaktan geçer. Mizahın iyileştirici gücünden söz etmeden geçmeyelim. Çünkü çoğumuz bunun farkında değiliz. Mizahta umut var, yaşama sevinci var. Gülmenin spor yapmak kadar vücudumuza olumlu etkisi olduğu bilinmektedir. Güldüğümüz zaman tümör ve virüslerle savaşan hücrelerimizin sayısı artıyor. Mizah, bağışıklık sistemimizi güçlendiriyor, kalp ve damar sağlını iyileştiriyor. Kasları gererek kas gerginliğini azaltıyor. Beynimizin her iki tarafını harekete geçirerek yaratıcılığımızı ve problem çözme yeteneğimizi artırıyor. İnsan beyni, gülünce doğal morfin yerine geçen endorfin üretiyor. Endorfin ise, morfinden çok daha güçlü ağrı kesici.

MİZAH KÜLTÜRÜ ALAYCI BİR TARZA KAYDI

Mizahta teknolojinin gelişmesi ile birlikte nasıl bir evirilme oldu?

Her şey gibi mizah da zamanla değişti. Hayat, internet hızında akmaya başladı. Mizah kültürümüz, neşeli dünyasından alaycı bir tarza kaydı. İnternetin ve sosyal medyanın yaygın olarak kullanılmasıyla, etik değerler dönüşüme uğradı. Çabuk tüketilen bir mizah ortaya çıktı. Sosyal konulara giren ancak politik konulardan uzak duran bir mizah anlayışı oluştu. Mizahın içinde argo ve küfür de yerini aldı. Ülkeden ve yaşamdan haberdar olmayan ve geyik esprilerle güldürmeyi amaçlayan bu mizahın karşı duruşu olmadı. İşin kolayına kaçan mizahçılar, bel altı şakalardan besleniyor. Yazılı ve görsel medyanın gerçek mizaha yer vermemesi, bu olumsuz durumu körüklüyor. Bir televizyon programında Cem Yılmaz, küfürle güldürdüğüne yönelik eleştirilere, “Bu, ilkel bir tespit” şeklinde karşılık veriyor. Kendi kültüründen kopmuş bir mizahçının, düzeyli mizah yapması beklenebilir mi? Kitap okuma alışkanlığının olmadığı ülkemizde, insanlar artık, uzun metinlerden kaçıyor. Bakıp geçiyor, gülüp geçiyor. Düşünecek zaman yok, akılda kalan bir şey yok. Tek cümlelik espriler gündemde. Pek çok sektörde olduğu gibi, mizahta da bir sınıf atlama derdi var. Halk yararına işlevi olan mizahı benimseyen mizahçı sayısı az. Suya sabuna dokunmadan yapılan mizah, ister istemez güçlü olanın tarafında yerini alıyor.

Siz mizahı nasıl yapıyorsunuz?

Benim mizahıma gelince... Öykülerimi, daha çok kişilerden hareketle değil olaylardan hareketle yazıyorum. Yapmaya çalıştığım, hayatın yükünü taşıyan insanların sorunlarını mizah diliyle anlatmaktır. Amacım onları eleştirmek değildir. Şahıslar üzerinden günümüze göndermeler yapmam. Çünkü bugün eleştirdiğiniz insanlar, 20 yıl sonra olmayabilir. Mizahımda acı ile gülümsemenin yan yana olması (kara mizah) için çaba gösteriyorum. Belden aşağı esprilere kesinlikle yer vermem. Eğer öyküdeki karakter argolu konuşması gerekiyorsa, bunu estetetik ve edebiyat anlayışı çerçevesinde itici olmadan yapmaya çalışırım. Çünkü kitaplarımı çocuklar da okuyor. Mizahtaki eksiklik, iyi gelişmediğimiz anlamına gelir. Ancak bütün bu olumsuzluklara rağmen, mizahın geleceğinden umutsuz değilim. Gülmeyi işe yarar hale getirmeye çalışan gerçek mizahçılar, kendi değerleriyle barışık ürünler verdikçe ve mizahı tüketim malzemesi yapan anlayışa karşı durdukça umut hep olacaktır...


İNSANIN OLMADIĞI YERDE MİZAH OLMAZ

Mizah nelere değinir, neye dikkat çekmeyi amaçlar?

Mizah, ekonomik-sosyal-politik sorunlarımıza dikkat çeker. Günlük hayatımızdaki çarpıklıkları ve aksaklıkları gösterir. İnsan ve toplum için gerekli olup, insanın olmadığı yerde mizah olmaz. Çünkü canlılar arasında sadece insan gülüyor. Düşünme biçimi sağlarken, bize yaşadığımız hayatı sorgulatır. En önemli özelliği muhalif kimliğidir. Mizah, haklının ve güçsüzün yanındadır. İkiyüzlülüğü ortaya çıkarır, gösterişi ve sonradan görmeliği eleştirir. Mizah ile kara mizah arasındaki farka gelince... Bahsetmekten çekindiğimiz ölüm, hastalık, cinayet, doğal afetler, savaş ve akıl sağlığı gibi konuları ele alan mizaha “kara mizah” diyoruz. Kara mizah, acılık ve burukluk içerir. İncelik ister, aksi halde yanlış anlaşılır.


AHMET ZEKİ YEŞİL KİMDİR?

1978 yılı, İzmir/Buca Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunudur. Yazmaya İzmir’de, öğrencilik yıllarında mizah öyküleri/yazılarıyla başlamıştır. Mizah öyküleri/yazıları ve şiirleri çeşitli dergilerde yayınlanmaktadır. Mizah öykü-yazılarının yer aldığı yayınlar: Küçücük Ed. ve Sanat/ İzmir Gazetesi/ Milliyet Gazetesi/ Ortaklaşa Edebiyat/ Sivas Anadolu Gazetesi/ Dönem Dergisi/ İmece Dergisi/ Gırgır Dergisi/ Düğüm Dergisi/ Maydanoz Mizah/ Homur Mizah/ Homurcuk Mizah/ İLKSES Gazetesi/ Deliler Teknesi/ Siyah Beyaz/ Ekin Sanat/ Kıyı Kültür Sanat/ Semaver Öykü/ Patika Kültür Sanat/ Neşeli Mizah/ Cumhuriyet Pazar eki/ Afrodisyas Sanat/ Kasaba Sanat/ Keyf-i Edebiyat/ Kurşun Kalem/ Tmolos Edebiyat/ Gülen Karabağlar Mizah/ Kum Edebiyat Dergisi/ Körfez'de İmece Edebiyat/ Şiirlerinin yer aldığı yayınlar: "Ve İzmir" adlı şiiri; Hürriyet Gazetesi İzmir eki, Uyanış Dergisi ile İzmir Şiirleri Antolojisi-2010'nde yayınlanmıştır. Ayrıca; Ekin Sanat, Patika Edebiyat, Afrodisyas Sanat, Keyf-i Edebiyat, Tmolos Edebiyat isimli dergilerde şiirlerim yer almıştır. "Hey Üniversiteli" başlıklı şiiri, Eğitim-Sen İstanbul 6 nolu Üniversiteler Şubesi ile Homur Mizah Grubu tarafından, Şubat 2013'te düzenlenen "I. Altın Yumurta" yarışmasında, Marş Güftesi dalında 2'lik ödülünün sahibi olmuştur.


KAYNAK: https://www.ilksesgazetesi.com/kultur-sanat/izmirli-mizah-yazari-yesil-ile-enine-boyuna-mizah-h100233.html

Hiç yorum yok: