11 Temmuz 2018 Çarşamba

ODTÜ'lü Öğrencilere Tutuklama



Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin (ODTÜ) mezuniyet töreninde taşınan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik hakaret içeren karikatürlü pankarta ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan 5 şüpheliden 4'ü tutuklandı.

Ankara Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemlerin ardından adliyeye getirilen şüpheliler, soruşturmayı yürüten savcıya ifade verdikten sonra mahkemeye sevk edildi.

Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'nce sorgulanan şüphelilerden pankartı taşıyan D.C.Y., B.A. ve F.E.D. ile pankartı hazırladığı tespit edilen Ö.K., tutuklandı. Pankartı bastığı belirlenen Ş.D. ise serbest bırakıldı.

ODTÜ'de 6 Temmuz günü yapılan diploma töreni sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret içeren pankart taşınmasıyla ilgili 5 şüpheli gözaltına alınmıştı.
Söz konusu pankartta kullanılan karikatür Penguen Dergisi’nde yayınlanmış, zamanında aynı suçtan yargılanmış ve beraat etmişti.

SONER YALÇIN'IN 12.07.2018 TARİHLİ SÖZCÜ GAZETESİNDE YAYINLANAN KONUYLA İLGİLİ YAZISI VE ARKADAŞIMIZ CANOL KOCAGÖZ'ÜN YANITI
Ayıptır, zulümdür – Sözcü Gazetesi
Batı'da “Erdoğan diktatör” sözleri artıkça Türkiye'de “bi­rileri” bu sözü haklı çıkarma­ya çabalıyor!En son… ODTÜ mezuni­yet töreninde taşıdıkları pan­kart sebebiyle dört üniversi­te öğrencisi tutuklandı!Suçları, Erdoğan'a haka­ret!Dört öğrenciyi hapse gönderecek kadar pankartta hangi “suç unsuru” vardı:Çeşitli hayvanların yüzü Er­doğan'a benzetilerek, “Artık Tayyipgiller Alemi” denilmişti!Latifenin-şakanın-miza­hın nasıl yargı konu­su olduğuna hiç girmek istemiyorum; sadece “pes” diyorum!Çünkü:Tarih: 9 Mayıs 2004.Cumhuriyet gazetesi karika­türisti Musa Kart, ip yumağı­na dolanmış kafası Erdoğan'a benzeyen bir kedi çizdi. Erdoğan, kendisine hakaret edildiği gerekçesiyle şikayetçi oldu. Dava beraat ile sonuç­landı…Tarih: 25 Şubat 2005.Musa Kart'ın yargılanmasını protesto eden mizah dergi­si Penguen'in sekiz karika­türisti, yüzü Erdoğan'a ben­zeyen sekiz hayvan karikatürü çizdi! Ve altına “Tayyipler Alemi” yazdılar!Erdoğan, “kişilik haklarına saldırı” diye Penguen'e tazmi­nat davası açtı. Kaybetti.Yani…Gerek kedi, gerekse diğer sekiz hayvana benzetilen Erdoğan karikatürlerini mah­kemeler mizah olarak değer­lendirdi. Bunlar 13 yıl önce oldu…Peki…Dün böyle karar veren mahkemeler varken…Bugün aynı karikatürü pankart olarak taşıyan ODTÜ mezunu gencecik dört in­san nasıl cezaevine atıldı?Dünden bugüne hukuk içti­hatında ne değişiklik oldu?Mizah hakaret değil, muha­lefet aracı değil mi artık?Bir kişinin dünya sevimli­si hayvanlara benzetilerek çizilmesi-tasvir edilmesi nasıl onur kırıcı olur?Gençler bu kadar ucuz sebeple hapse atılır mı?
Darbe zihniyeti
Yıl, 1975…Erdoğan…– Bir yanda Coşkun Et ve Sucuk Mamulleri'nin muha­sebesini tutuyor…– Bir yanda İstanbul Beledi­yesi'nde çalışıyor…– Bir yanda İETT takımın­da futbol oynuyor…– Bir yanda Aksaray İktisat ve Ticaret Yüksek Okulu'nda okuyor…– Bir yanda MSP gençlik kollarında politika yapıyor­du…Bu nedenle…Mahallesi Kasımpaşa/Te­pebaşı'nda açılan Karikatür ve Mizah Müzesi'ne bir gün olsa gitmediğini düşünebiliriz.Gitse…– Abdülaziz hakkında yapı­lan karikatürü görürdü.– II. Abdülhamit hakkında yapılan karikatürü görürdü.– Osmanlı Hariciye Nazı­rı Yusuf Franko'nun karika­türlerini görürdü.– 1870 yılından itiba­ren “Diyojen” ile başlayan ve “Çıngıraklı Tatar”, “Hayal”, “Latife”, “Şafak”, “Kamer”, “Meddah”, “Kahkaha”, “Ge­veze”, “Çaylak”, “Kalem”, “Cem”, “Tokmak”, “Akba­ba”, “Gırgır” ile devam eden karikatür dergilerini görürdü.– “Eşşek” ve “Geceku­şu” gibi hayvan isimlerinin olduğu mizah yayınlarını görürdü.– Nişan Berberyan'ı- Agop Baronyan'ı tanırdı.– Basiretçi Ali Efendi'yi- Ali Fuat Beyi tanırdı.Uzatmayayım…Karikatüre kim karşıydı?Örneğin… II. Abdülhamit karikatürü yasakladı!Örneğin… 12 Eylül 1980 askeri darbesi Tepeba­şı'ndaki Karikatür Müzesi'ni kapattı!Evet, mizah hapse atıldı…Evet, mizah sürgüne gönde­rildi…Ama mizah yok edilemedi.Bu nedenle…Karikatür ve Mizah Müze­si, 27 Şubat 1989 tarihin­de Saraçhane Gazanferağa Külliyesi'nde yeniden müze olarak açıldı.Erdoğan fırsat bulup giderse yaklaşık 150 yıllık karikatür tarihimizi görebilir.Hacivat-Karagöz geleneği­nin yazılı-çizim halidir hepsi.Anlayacaktır ki; mizahı kimse yenemez!
Ata benzetilen peygamber

Erdoğan'ı kedi-fil-aslan vb. şekilde çizilince bu niye suç olsun?Anlamak zor. Mizah sün­net değil mi?Hz. Muhammet yasak­lamak şöyle dursun miza­hın- şakanın insan ruhuna iyi geldiğini ve bir ihtiyaç olduğunu yaşamıyla gösterdi. Örneğin…Bir gün… Hz. Muham­met, torunları Hz. Ha­san ve Hz. Hüseyin'i sırtına bindirdi. Dört el üzerinde yürüyerek, “deveniz ne güzel deve, siz de ne iyi binicilersiniz” diyerek onla­rı taşıdı. Yani…Kendini deveye ben­zeterek mizah yapan yüce gönüllü aydın bir peygamber var karşınızda!Keza…Hz. Muhammet şakalar yaptığı gibi sahabeler de ona zaman zaman şakalar yaptı. Örneğin Hz. Ömer…Hz. Muhammet'i Hz. Ha­san ve Hz. Hüseyin'i iki om­zuna oturtmuş halde görünce şöyle dedi:– “Altınızdaki at ne ka­dar kıymetlidir?”Hz. Muhammet ise, “On­lar da ne iyi binicidir­ler!” diye karşılık verdi!Yani…Hz. Muhammet kendi­sinin ata benzetilmesine kızmamış, aksine esprili cevap bile vermişti.Ya bugün?21'inci yüzyılda “Tayyipler Alemi” pankartı hapis nedeni oluyor! Asıl şaka bu olmalı!“Şeyh uçmaz mürit uçurur” hukuku mu bu?O halde… Artık sanı­rım Hz. Muhammet'in şu esprisini bugün Türki­ye'de kimse yapamaz:Horoz kurban etmek is­teyen Bilal-i Habeşi'ye Hz. Muhammet, “Bir müezzin diğer müezzini kurban eder mi?” der gülümseyerek!Toparlarsam:Israrla birileri, Batı'nın “Erdoğan diktatör” hitabını güçlendirmeye çalışıyor!Gencecik çocukları ceza­evine atmak, geleceklerini karartmak ayıptır, zulümdür.Hani yeni dönem “ba­rış” getirecekti?

CANOL KOCAGÖZ'ÜN YANITI

Sevgili Soner YALÇIN
Mizah ve Karikatür ile ilgili yazınızı zevkle okudum. Ayrıca bu konuya değindiğiniz için HOMUR mizah ve Karikatür Grubu olarak da teşekkürlerimizi iletiriz..
Yalnız yazınıza bir ekleme yapmak istiyorum.
Temmuz 1975 yılında ışıklar içinde yatsın İstanbul Belediye Başkanı değerli insan Sevgili Ahmet İSVAN tarafından Karikatürcülere tahsis edilen iSTANBUL Tepebaşı' n da ki eski Dram tiyatrosunun yerine belediyece yapılan binada kurulan o yıllarda dünyanın beş Karikatür ve Mizah Müzesinden biri olan müzemiz; Yukarıda anlattığınız gibi 12 Eylül Faşist darbesinde kapatılmış müzede bulunan bir çok eser yok olmuş, hasar görmüştü. Daha sonra İstanbul Belediye Başkanı Bedreddin Dalan'ın belediye başkanlığının son günlerinde vakıfların belediyeyi çıkardığı Belediye Müzesinin yerine İSTANBUL/ Unkapanın 'da bulunan Gazenferağa Medresesinde faaliyetine başlayıp İstanbul Belediye Başkanı Sevgili Nurettin SÖZEN in destek ve katkılarıyla büyüyen müzemiz, Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde kapatılmaya çalışılmış sonra gelen tepkilerle geri çekilmişti. Son yıllar da da Kadir Topbaş Döneminde müze tekrar Tepebaşı' na stadın üst kısmında ki binaya müzelik statüsünden çıkarılarak taşınmıştır.
Şu anda Karikatür ve Mizah Müzesi yerine Karikatür ve Mizah Merkezi vardır.
Yani eserler envanteri tutulmayan müzelik statüsü olmayan bir şekilde orada durmaktadır.
Şu anda dünyadan otuzbinden fazla karikatür eseri ve objesini, mizah kitabını arşivinde saklamaya çalışan müzeden merkez statüsüne indirilen KARİKATÜR ve MİZAH MERKEZİ tekrar İstanbul Büyükşehir Belediyenin tahsis ettiği, Karikatürcüler Derneğinin Yönettiği İstanbul KARİKATÜR ve MİZAH MÜZESİ'nin tekrar başta İstanbul olmak üzere halkımızın ve dünya araştırmacıların emrine müzelik statüsü verilerek tahsis edilmesi yöneticilerin görevi ve sorumluğudur.

Canol Kocagöz

Karikatürcüler Derneği Eski Başkanlarından
HOMUR Mizah ve Karikatür Grubu Editörlerinden



MİNE SÖĞÜT'ÜN CUMHURİYET GAZETESİ'NDE YAYINLANAN YAZISI
‘Tayyipler Âlemi’
Mine Söğüt
13 Temmuz 2018 Cuma

Dört öğrenci... ODTÜ mezuniyet töreninde... Penguen dergisinin 13 yıl önce kapağında yayımladığı bir karikatürü pankart olarak taşıdıkları için... Tayyip Erdoğan’a hakaretten... Resmen... Tutuklandılar. Sadece gözaltına alınmadılar. Sadece ifadeleri alınmadı. Haklarında sadece soruşturma başlatılmadı. Savcının karşısına çıkarıldılar. Mahkemeye sevk edildiler. Ve hapse atıldılar. Şu anda içerdeler. Öğrenciler. Mezuniyet töreninde Tayyip Erdoğan’la ilgili bir karikatürü pankart yapıp taşıdılar diye. Ve yer yerinden oynamadı. Ve yer yerinden oynamadı. Ve yer yerinden oynamadı. O karikatür bundan 12 yıl önce yargılanıp muhteşem bir kararla beraat etmişti. O kararda: “Geniş kitlelere ulaşan karikatürlerle ilgili davada, hukuka ve adalete duyulan güvenin sarsılmaması için hâkim siyasi bir refleksle hareket etmemeli” denmişti. “İnsanlar karikatürler nedeniyle gülünç duruma düşebilir. Bu durum karşısında kişilik haklarının ihlal edildiği her zaman ileri sürülebilir. O zaman da karikatürün aslında bir sanat türü olmadığı, sadece hakaret etmenin bir yolu olduğu sonucu çıkar ki bu sonuç da karikatürü tamamen yasaklamayı gerektirir” denmişti. “Bilim insanları ve sanatçıları, düşünürleri, yazarları, şairleri tazminat silahı ile susturulmuş bir toplumda ilerlemeyi sağlayacak fikir zenginliği ortamının oluşması beklenemez” denmişti. “Fikir öyle bir şeydir ki, kimine göre doğru olan öbürünün doğrusu olmamaktadır. Hatta bu doğrular zamana göre kişinin kendisinde bile değişebilmektedir” denmişti. “Düşünce ve fikirler olumluyu değil, olumsuzu da içerebilir. İncitici, aykırı veendişe yaratıcı da olabilir. Önemli olan değer yargılarına ilişkin düşünce ve fikirlerin serbestçe ifade edilebilmesidir” denmişti. “Çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin bir gereği olduğu için demokratik toplumun temel taşlarından biri, hatta en önemlisi düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğüdür” denmişti. Ve denmişti ki... “Toplumu etkileme ve ileriye götürme gücüne sahip olan davacının, sahip oldukları güç nispetinde eleştiriye açık olması ve katlanması gerekir. Bu nedenle karikatürlerin hakaret amacı taşımadığı, kişilik haklarını ihlal etmediği kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiştir.” Mahkemeden bu karar çıktığında şu anda hapiste olan çocuklar daha ilkokuldaydılar. Davalı başbakandı. O çocuklar büyüdüler ve ODTÜ’den mezun oldular. O başbakan rejimi değiştirdi ülkeye Başkan oldu. Eğitimden sanata tüm yetkileri kendinde topladığının ertesi günü de iktidarın mahkemeleri o çocukları hapse attı. Tekrarlayın... içinizden, dışınızdan tekrarlayın bu cümleyi. 13 yıl önce... 13 yıl önce... 13 yıl önce basılan ve zamanında yargılanıp aklanan bir mizah dergisi kapağından... O kapaktan... O kapaktan... O kapaktan... Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiler diye....ODTÜ mezunu gencecik öğrenciler... Şu anda içerdeler. İçerdeler. İçerdeler. Siz de sanmayın ki dışarıdasınız. Hepimiz içerideyiz. İşin içindeyiz. O çocukları hapse gönderen iradenin karşısında tüm aklımızla ve vicdanımızla ve öfkemizle dikilemediğimiz için...Gözümüzün içine baka baka olağanlaştırılmış bir hukuksuzluğa, toplama kamplarındaki tutsaklar gibi kör ve sağır ve korkak kaldığımız için... İçerdeyiz, yerin dibindeyiz. Üstelik o zamanlar o mizah dergisinin kapağındaki Tayyipler Âlemi... Güçlü mizahçıların aklından ve yetenekli çizerlerin kaleminden çıkmış sevimli bir şakaydı;Şimdiyse Cumhurbaşkanlığı’na bağlanan kurumlarla ve verilen yetkilerle birlikte gerçek bir tehlike. Bundan sonra hep birlikte uzun bir süre Tayyipler Âlemi’nde yaşayacağız. Bu da bize kapak olsun.

CELAL BAŞLANGIÇ'IN YAZISI -artıgercek.com


Celal Başlangıç
Bu mahkeme Erdoğan’a hakaret ediyor!
Erdoğan başlı hayvan karikatürleri nedeniyle dört ODTÜ’lüyü ‘delil toplamak’ için tutuklayan mahkeme heyeti nasıl delil toplamak, ne yapmak istemektedir?

Vücudu kurbağa ama başı aynen Erdoğan.
Devenin de başı Erdoğan’ı andırıyor.
Ördeğin, maymunun, yılanın, zürafanın, filin, ineğin de başı tıpa tıp Erdoğan.
Bunların hepsi birer karikatür elbette.
Üzerinde de bir yazı:
“Tayyipler Alemi”
ODTÜ’lü öğrencilerden birkaçı mezuniyet törenine bu karikatürlerden oluşan bir pankartla katılıyor.
Onlarca pankarttan sadece biriydi bu.
Ertesi gün yandaş medyada kıyamet kopuyor.
Zaten AKP iktidarının başından beri “düşman muamelesi” yaptığı ODTÜ’ye yeni bir saldırı bahanesi buldukları için pek sevinçliydiler.
“Mal bulmuş” gibi karikatürlerden oluşan bu pankart üzerinden çullandılar ODTÜ’nün üzerine.
Bu saldırı karşısında endişelenenler birbirine soruyordu “bu çocukların başına bir şey gelir mi” diye.
Meseleyi bilenler kendilerinden emin konuşuyordu:
“Yok canım yıllar önce beraat etmiş karikatürler bunlar.”
Evet, meseleyi biliyorlardı ama artık Türkiye’nin hangi vahim noktaya geldiğini hala kavrayamamışlardı.
Aslında bu karikatürlerin hikayesi 2005 Şubatı’na kadar uzanmaktadır.
Cumhuriyet çizeri Musa Kart iplere dolanmış bir kedi karikatürü yayınlar. Kedi kedidir de kafası aynen Erdoğan’dır.
Kart, Erdoğan’ın şikayeti üzerine açılan davada mahkum edilir.
Bu karikatür nedeniyle Kart’a ceza verilmesini protesto etmek amacıyla Penguen Dergisi 24 Şubat 2005 tarihli sayısına işte bu karikatürü kapak yapar..
Logonun altında bir cümle vardır:
“Karikatürist Musa Kart Tayyip Erdoğan kafalı kedi çizdiği için ceza aldı.”
İşte bu kapakta “Tayyipler Alemi” yazısıyla geçenlerde ODTÜ’lü öğrencilerin taşıdığı Erdoğan kafalı kurbağa, deve, maymun, yılan, ördek, fil, zürafa, inek karikatürleri vardır.
Erdoğan’ın 40 bin TL tazminat talebiyle başlattığı yargı süreci 2006’da Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından reddedilir.
Henüz memlekette hukukun kırıntısına rastlanan “devri saadet” yılları...
Hatta Hakim Beyhan Azma kararına yazdığı gerekçede insanların karikatürler nedeniyle gülünç duruma düşebileceği, bu durum karşısında kişilik haklarının ihlal edildiğini her zaman ileri sürebileceklerini belirterek “O zaman da karikatürün aslında bir sanat türü olmadığı, sadece hakaret etmenin bir yolu olduğu sonucu çıkar ki bu sonuç da karikatürü tamamen yasaklamayı gerektirir” diyebiliyor.
Hatta gerekçeli kararda Erdoğan’a bir de öğütte bulunuyor Hakim Azma:
“Toplumu etkileme ve ileriye götürme gücüne sahip olan davacının, sahip oldukları güç nispetinde eleştiriye açık olması ve katlanması gerekir. Bu nedenle karikatürlerin hakaret amacı taşımadığı, kişilik haklarını ihlal etmediği kanaatine vardığından davanın reddine karar verilmiştir.”
İşte bu karikatürlerle ilgili olarak 2006 yılında kesinleşen karar bu.
Ancak ilginçtir o tarihte de Erdoğan bu karara itiraz ediyor:
“İnsanları karikatürize edebilirsiniz. Ama kalkıp da siz bu ülkenin başbakanını veya herhangi bir şahsı, hayvanla karikatürize etmeye yönelirseniz buna hiçbir zaman özgürlük denmez.”
İşte Erdoğan’ın o tarihteki itirazı, tam 12 yıl sonra karşılık buluyor. Çünkü son 12 yıl içerisinde “hukukun üstünlüğü” bu ülkede tümüyle yerlerde sürünmeye başlıyor, Erdoğan’ın gücü de zirve yapıyor.
Yani bugün yargının verdiği kesinleşmiş bir karar tümüyle yok sayılıyor ve o karikatürleri 12 yıl sonra taşıyan ODTÜ öğrencileri önce gözaltına alınıyor, sonra da tutuklanıyor.
Ortada tutuklanmayı gerektirecek bir iddia yok. Gözaltına alınma nedenleri “cumhurbaşkanına hakaret”.
Haklarında yakalanma, evlerinin aranma kararı bile yok. İfade vermeye çağırılsalar kalkıp gidecek öğrencilerin evleri basılıyor. Gözaltına alınıyorlar.
İşlenen “suç” ortada. Suç işlenmesindeki “delil” olan pankart da ortada.
Buna karşın ODTÜ’lü öğrencilerin gözaltı süreleri dört güne çıkartılıyor.
Hatta pankartın baskısını yapan basımevi sahibi, pankartı arabasıyla taşıyan kişi bile gözaltına alınıyor.
Bir pankart üzerinden ODTÜ’de ve çevresinde tam bir “cadı avı” başlatılmış durumda.
İşte daha önce beraat etmiş karikatürler yüzünden 12 yıl sonra dört üniversiteli tutuklanıyor.
Tutuklanma gerekçeleri de komik.
Birincisi “kaçma şüphesinin bulunması”.
Neymiş, şüpheliler yakalanarak gözaltına alınmış.
Zaten yanlış olan bu. Haklarında yakalama kararı bile yok. İfadelerinin alınması için çıkartılmış bir davetiye de yok.
Gelelim ikinci tutuklama gerekçesine...
“Delillerin henüz toplanmamış olması...”
Pankartı basan belli, taşıyan belli. Pankart elde. Başka hangi delilleri toplayacak mahkeme?
İşte şimdi burada bir duralım.
Çünkü bu gerekçe çok açık biçimde Erdoğan’a hakarettir.
Ne delili toplayacak mahkeme...
Safariye çıkacaklar... Karikatürde yer alan hayvanlardan bir kurbağa, bir deve, bir maymun, bir ördek, bir yılan, bir fil, bir zürafa, bir inek yakalayacaklar.
Sonra da bu hayvanların yüzlerini Erdoğan’la karşılaştırarak bir benzerlik olup olmadığına bakacaklar...
Bir de “delil toplamak” adına yakalanan hayvanlarla Erdoğan’ı yüzleştirmeye kalkarlarsa görün siz kopacak kıyameti.
Böyle delil toplamaya Erdoğan bile itiraz edebilir.
Belki de hayvanlar itiraz eder “neden bizim eşgalimizi Erdoğan’la karşılaştırıyorsun” diye.
Burada hayvan hakları dernekleri de devreye girebilir.
Bu resmen mahkeme heyeti kararıyla Erdoğan’a yapılmış hakarettir.
“FETÖ”cü müsünüz, nesiniz siz?

Eğer öyleyseniz bu potansiyelinizi boşa harcamayın, belki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde bakan bile olabilirsiniz.



Hiç yorum yok: