Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin (ODTÜ) mezuniyet töreninde
taşınan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik hakaret içeren karikatürlü pankarta
ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan 5 şüpheliden 4'ü tutuklandı.
Ankara Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemlerin ardından adliyeye getirilen şüpheliler, soruşturmayı yürüten savcıya ifade verdikten sonra mahkemeye sevk edildi.
Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'nce sorgulanan şüphelilerden pankartı taşıyan D.C.Y., B.A. ve F.E.D. ile pankartı hazırladığı tespit edilen Ö.K., tutuklandı. Pankartı bastığı belirlenen Ş.D. ise serbest bırakıldı.
ODTÜ'de 6 Temmuz günü yapılan diploma töreni sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret içeren pankart taşınmasıyla ilgili 5 şüpheli gözaltına alınmıştı.
Ankara Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemlerin ardından adliyeye getirilen şüpheliler, soruşturmayı yürüten savcıya ifade verdikten sonra mahkemeye sevk edildi.
Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'nce sorgulanan şüphelilerden pankartı taşıyan D.C.Y., B.A. ve F.E.D. ile pankartı hazırladığı tespit edilen Ö.K., tutuklandı. Pankartı bastığı belirlenen Ş.D. ise serbest bırakıldı.
ODTÜ'de 6 Temmuz günü yapılan diploma töreni sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret içeren pankart taşınmasıyla ilgili 5 şüpheli gözaltına alınmıştı.
Söz konusu pankartta kullanılan karikatür Penguen Dergisi’nde
yayınlanmış, zamanında aynı suçtan yargılanmış ve beraat etmişti.
SONER YALÇIN'IN 12.07.2018 TARİHLİ SÖZCÜ GAZETESİNDE YAYINLANAN KONUYLA İLGİLİ YAZISI VE ARKADAŞIMIZ CANOL KOCAGÖZ'ÜN YANITI
Ayıptır, zulümdür – Sözcü
Gazetesi
Batı'da
“Erdoğan diktatör” sözleri artıkça Türkiye'de “birileri” bu sözü haklı çıkarmaya
çabalıyor!En son… ODTÜ mezuniyet töreninde taşıdıkları pankart
sebebiyle dört üniversite öğrencisi tutuklandı!Suçları, Erdoğan'a
hakaret!Dört öğrenciyi hapse gönderecek kadar pankartta hangi “suç
unsuru” vardı:Çeşitli hayvanların yüzü Erdoğan'a benzetilerek, “Artık
Tayyipgiller Alemi” denilmişti!Latifenin-şakanın-mizahın nasıl yargı
konusu olduğuna hiç girmek istemiyorum; sadece “pes” diyorum!Çünkü:Tarih:
9 Mayıs 2004.Cumhuriyet gazetesi karikatüristi Musa Kart, ip
yumağına dolanmış kafası Erdoğan'a benzeyen bir kedi çizdi.
Erdoğan, kendisine hakaret edildiği gerekçesiyle şikayetçi oldu. Dava beraat
ile sonuçlandı…Tarih: 25 Şubat 2005.Musa Kart'ın yargılanmasını
protesto eden mizah dergisi Penguen'in sekiz karikatüristi, yüzü
Erdoğan'a benzeyen sekiz hayvan karikatürü çizdi! Ve altına “Tayyipler Alemi”
yazdılar!Erdoğan, “kişilik haklarına saldırı” diye Penguen'e tazminat davası
açtı. Kaybetti.Yani…Gerek kedi, gerekse diğer sekiz hayvana benzetilen
Erdoğan karikatürlerini mahkemeler mizah olarak değerlendirdi. Bunlar
13 yıl önce oldu…Peki…Dün böyle karar veren mahkemeler varken…Bugün aynı
karikatürü pankart olarak taşıyan ODTÜ mezunu gencecik dört insan nasıl
cezaevine atıldı?Dünden bugüne hukuk içtihatında ne değişiklik oldu?Mizah
hakaret değil, muhalefet aracı değil mi artık?Bir kişinin dünya
sevimlisi hayvanlara benzetilerek çizilmesi-tasvir edilmesi nasıl onur
kırıcı olur?Gençler bu kadar ucuz sebeple hapse atılır mı?
Darbe zihniyeti
Yıl, 1975…Erdoğan…– Bir yanda Coşkun Et
ve Sucuk Mamulleri'nin muhasebesini tutuyor…– Bir yanda İstanbul Belediyesi'nde
çalışıyor…– Bir yanda İETT takımında futbol oynuyor…– Bir
yanda Aksaray İktisat ve Ticaret Yüksek Okulu'nda okuyor…– Bir yanda MSP
gençlik kollarında politika yapıyordu…Bu nedenle…Mahallesi
Kasımpaşa/Tepebaşı'nda açılan Karikatür ve Mizah Müzesi'ne bir gün
olsa gitmediğini düşünebiliriz.Gitse…– Abdülaziz hakkında yapılan
karikatürü görürdü.– II. Abdülhamit hakkında yapılan
karikatürü görürdü.– Osmanlı Hariciye Nazırı Yusuf Franko'nun
karikatürlerini görürdü.– 1870 yılından itibaren “Diyojen” ile
başlayan ve “Çıngıraklı Tatar”, “Hayal”, “Latife”, “Şafak”, “Kamer”, “Meddah”,
“Kahkaha”, “Geveze”, “Çaylak”, “Kalem”, “Cem”, “Tokmak”, “Akbaba”, “Gırgır”
ile devam eden karikatür dergilerini görürdü.– “Eşşek” ve “Gecekuşu” gibi
hayvan isimlerinin olduğu mizah yayınlarını görürdü.– Nişan Berberyan'ı- Agop
Baronyan'ı tanırdı.– Basiretçi Ali Efendi'yi- Ali Fuat Beyi
tanırdı.Uzatmayayım…Karikatüre kim karşıydı?Örneğin… II. Abdülhamit
karikatürü yasakladı!Örneğin… 12 Eylül 1980 askeri darbesi Tepebaşı'ndaki
Karikatür Müzesi'ni kapattı!Evet, mizah hapse atıldı…Evet, mizah sürgüne gönderildi…Ama
mizah yok edilemedi.Bu nedenle…Karikatür ve Mizah Müzesi, 27 Şubat
1989 tarihinde Saraçhane Gazanferağa Külliyesi'nde yeniden müze
olarak açıldı.Erdoğan fırsat bulup giderse yaklaşık 150 yıllık
karikatür tarihimizi görebilir.Hacivat-Karagöz geleneğinin yazılı-çizim
halidir hepsi.Anlayacaktır ki; mizahı kimse yenemez!
Ata benzetilen peygamber
Erdoğan'ı kedi-fil-aslan vb. şekilde çizilince bu niye
suç olsun?Anlamak zor. Mizah sünnet değil mi?Hz. Muhammet yasaklamak
şöyle dursun mizahın- şakanın insan ruhuna iyi geldiğini ve bir ihtiyaç
olduğunu yaşamıyla gösterdi. Örneğin…Bir gün… Hz. Muhammet, torunları Hz.
Hasan ve Hz. Hüseyin'i sırtına bindirdi. Dört el üzerinde yürüyerek, “deveniz
ne güzel deve, siz de ne iyi binicilersiniz” diyerek onları taşıdı. Yani…Kendini
deveye benzeterek mizah yapan yüce gönüllü aydın bir peygamber var
karşınızda!Keza…Hz. Muhammet şakalar yaptığı gibi sahabeler de ona zaman zaman
şakalar yaptı. Örneğin Hz. Ömer…Hz. Muhammet'i Hz. Hasan ve Hz.
Hüseyin'i iki omzuna oturtmuş halde görünce şöyle dedi:– “Altınızdaki at ne
kadar kıymetlidir?”Hz. Muhammet ise, “Onlar da ne iyi binicidirler!” diye
karşılık verdi!Yani…Hz. Muhammet kendisinin ata benzetilmesine kızmamış,
aksine esprili cevap bile vermişti.Ya bugün?21'inci yüzyılda “Tayyipler Alemi”
pankartı hapis nedeni oluyor! Asıl şaka bu olmalı!“Şeyh uçmaz mürit uçurur”
hukuku mu bu?O halde… Artık sanırım Hz. Muhammet'in şu esprisini bugün
Türkiye'de kimse yapamaz:Horoz kurban etmek isteyen Bilal-i Habeşi'ye Hz.
Muhammet, “Bir müezzin diğer müezzini kurban eder mi?” der gülümseyerek!Toparlarsam:Israrla
birileri, Batı'nın “Erdoğan diktatör” hitabını güçlendirmeye çalışıyor!Gencecik
çocukları cezaevine atmak, geleceklerini karartmak ayıptır, zulümdür.Hani yeni
dönem “barış” getirecekti?
Sevgili Soner YALÇIN
Mizah
ve Karikatür ile ilgili yazınızı zevkle okudum. Ayrıca bu konuya değindiğiniz
için HOMUR mizah ve Karikatür Grubu olarak da teşekkürlerimizi iletiriz..
Yalnız yazınıza bir ekleme yapmak istiyorum.
Temmuz 1975 yılında ışıklar içinde yatsın İstanbul Belediye Başkanı değerli insan Sevgili Ahmet İSVAN tarafından Karikatürcülere tahsis edilen iSTANBUL Tepebaşı' n da ki eski Dram tiyatrosunun yerine belediyece yapılan binada kurulan o yıllarda dünyanın beş Karikatür ve Mizah Müzesinden biri olan müzemiz; Yukarıda anlattığınız gibi 12 Eylül Faşist darbesinde kapatılmış müzede bulunan bir çok eser yok olmuş, hasar görmüştü. Daha sonra İstanbul Belediye Başkanı Bedreddin Dalan'ın belediye başkanlığının son günlerinde vakıfların belediyeyi çıkardığı Belediye Müzesinin yerine İSTANBUL/ Unkapanın 'da bulunan Gazenferağa Medresesinde faaliyetine başlayıp İstanbul Belediye Başkanı Sevgili Nurettin SÖZEN in destek ve katkılarıyla büyüyen müzemiz, Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde kapatılmaya çalışılmış sonra gelen tepkilerle geri çekilmişti. Son yıllar da da Kadir Topbaş Döneminde müze tekrar Tepebaşı' na stadın üst kısmında ki binaya müzelik statüsünden çıkarılarak taşınmıştır.
Şu anda Karikatür ve Mizah Müzesi yerine Karikatür ve Mizah Merkezi vardır.
Yani eserler envanteri tutulmayan müzelik statüsü olmayan bir şekilde orada durmaktadır.
Şu anda dünyadan otuzbinden fazla karikatür eseri ve objesini, mizah kitabını arşivinde saklamaya çalışan müzeden merkez statüsüne indirilen KARİKATÜR ve MİZAH MERKEZİ tekrar İstanbul Büyükşehir Belediyenin tahsis ettiği, Karikatürcüler Derneğinin Yönettiği İstanbul KARİKATÜR ve MİZAH MÜZESİ'nin tekrar başta İstanbul olmak üzere halkımızın ve dünya araştırmacıların emrine müzelik statüsü verilerek tahsis edilmesi yöneticilerin görevi ve sorumluğudur.
Yalnız yazınıza bir ekleme yapmak istiyorum.
Temmuz 1975 yılında ışıklar içinde yatsın İstanbul Belediye Başkanı değerli insan Sevgili Ahmet İSVAN tarafından Karikatürcülere tahsis edilen iSTANBUL Tepebaşı' n da ki eski Dram tiyatrosunun yerine belediyece yapılan binada kurulan o yıllarda dünyanın beş Karikatür ve Mizah Müzesinden biri olan müzemiz; Yukarıda anlattığınız gibi 12 Eylül Faşist darbesinde kapatılmış müzede bulunan bir çok eser yok olmuş, hasar görmüştü. Daha sonra İstanbul Belediye Başkanı Bedreddin Dalan'ın belediye başkanlığının son günlerinde vakıfların belediyeyi çıkardığı Belediye Müzesinin yerine İSTANBUL/ Unkapanın 'da bulunan Gazenferağa Medresesinde faaliyetine başlayıp İstanbul Belediye Başkanı Sevgili Nurettin SÖZEN in destek ve katkılarıyla büyüyen müzemiz, Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde kapatılmaya çalışılmış sonra gelen tepkilerle geri çekilmişti. Son yıllar da da Kadir Topbaş Döneminde müze tekrar Tepebaşı' na stadın üst kısmında ki binaya müzelik statüsünden çıkarılarak taşınmıştır.
Şu anda Karikatür ve Mizah Müzesi yerine Karikatür ve Mizah Merkezi vardır.
Yani eserler envanteri tutulmayan müzelik statüsü olmayan bir şekilde orada durmaktadır.
Şu anda dünyadan otuzbinden fazla karikatür eseri ve objesini, mizah kitabını arşivinde saklamaya çalışan müzeden merkez statüsüne indirilen KARİKATÜR ve MİZAH MERKEZİ tekrar İstanbul Büyükşehir Belediyenin tahsis ettiği, Karikatürcüler Derneğinin Yönettiği İstanbul KARİKATÜR ve MİZAH MÜZESİ'nin tekrar başta İstanbul olmak üzere halkımızın ve dünya araştırmacıların emrine müzelik statüsü verilerek tahsis edilmesi yöneticilerin görevi ve sorumluğudur.
Canol Kocagöz
Karikatürcüler Derneği Eski Başkanlarından
HOMUR Mizah ve Karikatür Grubu Editörlerinden
MİNE SÖĞÜT'ÜN CUMHURİYET GAZETESİ'NDE YAYINLANAN YAZISI
‘Tayyipler Âlemi’
Mine
Söğüt
13
Temmuz 2018 Cuma
Dört
öğrenci... ODTÜ mezuniyet töreninde... Penguen dergisinin 13 yıl önce kapağında
yayımladığı bir karikatürü pankart olarak taşıdıkları için... Tayyip
Erdoğan’a hakaretten... Resmen... Tutuklandılar. Sadece gözaltına
alınmadılar. Sadece ifadeleri alınmadı. Haklarında sadece soruşturma
başlatılmadı. Savcının karşısına çıkarıldılar. Mahkemeye sevk edildiler.
Ve hapse atıldılar. Şu anda içerdeler. Öğrenciler. Mezuniyet töreninde
Tayyip Erdoğan’la ilgili bir karikatürü pankart yapıp taşıdılar diye. Ve
yer yerinden oynamadı. Ve yer yerinden oynamadı. Ve yer yerinden
oynamadı. O karikatür bundan 12 yıl önce yargılanıp muhteşem bir kararla
beraat etmişti. O kararda: “Geniş kitlelere ulaşan karikatürlerle
ilgili davada, hukuka ve adalete duyulan güvenin sarsılmaması için hâkim siyasi
bir refleksle hareket etmemeli” denmişti. “İnsanlar
karikatürler nedeniyle gülünç duruma düşebilir. Bu durum karşısında kişilik
haklarının ihlal edildiği her zaman ileri sürülebilir. O zaman da karikatürün
aslında bir sanat türü olmadığı, sadece hakaret etmenin bir yolu olduğu sonucu
çıkar ki bu sonuç da karikatürü tamamen yasaklamayı gerektirir” denmişti. “Bilim
insanları ve sanatçıları, düşünürleri, yazarları, şairleri tazminat silahı ile
susturulmuş bir toplumda ilerlemeyi sağlayacak fikir zenginliği ortamının
oluşması beklenemez” denmişti. “Fikir öyle bir şeydir ki,
kimine göre doğru olan öbürünün doğrusu olmamaktadır. Hatta bu doğrular zamana
göre kişinin kendisinde bile değişebilmektedir” denmişti. “Düşünce
ve fikirler olumluyu değil, olumsuzu da içerebilir. İncitici, aykırı veendişe
yaratıcı da olabilir. Önemli olan değer yargılarına ilişkin düşünce ve fikirlerin
serbestçe ifade edilebilmesidir” denmişti. “Çoğulculuğun,
hoşgörünün ve açık fikirliliğin bir gereği olduğu için demokratik toplumun
temel taşlarından biri, hatta en önemlisi düşünceyi açıklama ve yayma
özgürlüğüdür” denmişti. Ve denmişti ki... “Toplumu
etkileme ve ileriye götürme gücüne sahip olan davacının, sahip oldukları güç
nispetinde eleştiriye açık olması ve katlanması gerekir. Bu nedenle
karikatürlerin hakaret amacı taşımadığı, kişilik haklarını ihlal etmediği
kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiştir.” Mahkemeden
bu karar çıktığında şu anda hapiste olan çocuklar daha
ilkokuldaydılar. Davalı başbakandı. O çocuklar büyüdüler ve ODTÜ’den
mezun oldular. O başbakan rejimi değiştirdi ülkeye Başkan
oldu. Eğitimden sanata tüm yetkileri kendinde topladığının ertesi günü de
iktidarın mahkemeleri o çocukları hapse attı. Tekrarlayın... içinizden,
dışınızdan tekrarlayın bu cümleyi. 13 yıl önce... 13 yıl önce... 13 yıl
önce basılan ve zamanında yargılanıp aklanan bir mizah dergisi kapağından... O
kapaktan... O kapaktan... O kapaktan... Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiler
diye....ODTÜ mezunu gencecik öğrenciler... Şu anda içerdeler. İçerdeler.
İçerdeler. Siz de sanmayın ki dışarıdasınız. Hepimiz içerideyiz. İşin
içindeyiz. O çocukları hapse gönderen iradenin karşısında tüm aklımızla ve
vicdanımızla ve öfkemizle dikilemediğimiz için...Gözümüzün içine baka baka
olağanlaştırılmış bir hukuksuzluğa, toplama kamplarındaki tutsaklar gibi kör ve
sağır ve korkak kaldığımız için... İçerdeyiz, yerin dibindeyiz. Üstelik
o zamanlar o mizah dergisinin kapağındaki Tayyipler Âlemi... Güçlü
mizahçıların aklından ve yetenekli çizerlerin kaleminden çıkmış sevimli bir
şakaydı;Şimdiyse Cumhurbaşkanlığı’na bağlanan kurumlarla ve verilen yetkilerle
birlikte gerçek bir tehlike. Bundan sonra hep birlikte uzun bir süre
Tayyipler Âlemi’nde yaşayacağız. Bu da bize kapak olsun.
CELAL BAŞLANGIÇ'IN YAZISI -artıgercek.com
CELAL BAŞLANGIÇ'IN YAZISI -artıgercek.com
Celal Başlangıç
Bu mahkeme Erdoğan’a hakaret
ediyor!
Erdoğan
başlı hayvan karikatürleri nedeniyle dört ODTÜ’lüyü ‘delil toplamak’ için
tutuklayan mahkeme heyeti nasıl delil toplamak, ne yapmak istemektedir?
Vücudu
kurbağa ama başı aynen Erdoğan.
Devenin
de başı Erdoğan’ı andırıyor.
Ördeğin,
maymunun, yılanın, zürafanın, filin, ineğin de başı tıpa tıp Erdoğan.
Bunların
hepsi birer karikatür elbette.
Üzerinde
de bir yazı:
“Tayyipler
Alemi”
ODTÜ’lü
öğrencilerden birkaçı mezuniyet törenine bu karikatürlerden oluşan bir
pankartla katılıyor.
Onlarca
pankarttan sadece biriydi bu.
Ertesi
gün yandaş medyada kıyamet kopuyor.
Zaten
AKP iktidarının başından beri “düşman muamelesi” yaptığı ODTÜ’ye yeni bir
saldırı bahanesi buldukları için pek sevinçliydiler.
“Mal
bulmuş” gibi karikatürlerden oluşan bu pankart üzerinden çullandılar ODTÜ’nün
üzerine.
Bu
saldırı karşısında endişelenenler birbirine soruyordu “bu çocukların başına bir
şey gelir mi” diye.
Meseleyi
bilenler kendilerinden emin konuşuyordu:
“Yok
canım yıllar önce beraat etmiş karikatürler bunlar.”
Evet,
meseleyi biliyorlardı ama artık Türkiye’nin hangi vahim noktaya geldiğini hala
kavrayamamışlardı.
Aslında
bu karikatürlerin hikayesi 2005 Şubatı’na kadar uzanmaktadır.
Cumhuriyet
çizeri Musa Kart iplere dolanmış bir kedi karikatürü yayınlar. Kedi kedidir de
kafası aynen Erdoğan’dır.
Kart,
Erdoğan’ın şikayeti üzerine açılan davada mahkum edilir.
Bu
karikatür nedeniyle Kart’a ceza verilmesini protesto etmek amacıyla Penguen
Dergisi 24 Şubat 2005 tarihli sayısına işte bu karikatürü kapak yapar..
Logonun
altında bir cümle vardır:
“Karikatürist
Musa Kart Tayyip Erdoğan kafalı kedi çizdiği için ceza aldı.”
İşte
bu kapakta “Tayyipler Alemi” yazısıyla geçenlerde ODTÜ’lü öğrencilerin taşıdığı
Erdoğan kafalı kurbağa, deve, maymun, yılan, ördek, fil, zürafa, inek
karikatürleri vardır.
Erdoğan’ın
40 bin TL tazminat talebiyle başlattığı yargı süreci 2006’da Ankara 1. Asliye
Hukuk Mahkemesi tarafından reddedilir.
Henüz
memlekette hukukun kırıntısına rastlanan “devri saadet” yılları...
Hatta
Hakim Beyhan Azma kararına yazdığı gerekçede insanların karikatürler nedeniyle
gülünç duruma düşebileceği, bu durum karşısında kişilik haklarının ihlal
edildiğini her zaman ileri sürebileceklerini belirterek “O zaman da karikatürün
aslında bir sanat türü olmadığı, sadece hakaret etmenin bir yolu olduğu sonucu
çıkar ki bu sonuç da karikatürü tamamen yasaklamayı gerektirir” diyebiliyor.
Hatta
gerekçeli kararda Erdoğan’a bir de öğütte bulunuyor Hakim Azma:
“Toplumu
etkileme ve ileriye götürme gücüne sahip olan davacının, sahip oldukları güç
nispetinde eleştiriye açık olması ve katlanması gerekir. Bu nedenle
karikatürlerin hakaret amacı taşımadığı, kişilik haklarını ihlal etmediği
kanaatine vardığından davanın reddine karar verilmiştir.”
İşte
bu karikatürlerle ilgili olarak 2006 yılında kesinleşen karar bu.
Ancak
ilginçtir o tarihte de Erdoğan bu karara itiraz ediyor:
“İnsanları
karikatürize edebilirsiniz. Ama kalkıp da siz bu ülkenin başbakanını veya
herhangi bir şahsı, hayvanla karikatürize etmeye yönelirseniz buna hiçbir zaman
özgürlük denmez.”
İşte
Erdoğan’ın o tarihteki itirazı, tam 12 yıl sonra karşılık buluyor. Çünkü son 12
yıl içerisinde “hukukun üstünlüğü” bu ülkede tümüyle yerlerde sürünmeye
başlıyor, Erdoğan’ın gücü de zirve yapıyor.
Yani
bugün yargının verdiği kesinleşmiş bir karar tümüyle yok sayılıyor ve o
karikatürleri 12 yıl sonra taşıyan ODTÜ öğrencileri önce gözaltına alınıyor,
sonra da tutuklanıyor.
Ortada
tutuklanmayı gerektirecek bir iddia yok. Gözaltına alınma nedenleri
“cumhurbaşkanına hakaret”.
Haklarında
yakalanma, evlerinin aranma kararı bile yok. İfade vermeye çağırılsalar kalkıp
gidecek öğrencilerin evleri basılıyor. Gözaltına alınıyorlar.
İşlenen
“suç” ortada. Suç işlenmesindeki “delil” olan pankart da ortada.
Buna
karşın ODTÜ’lü öğrencilerin gözaltı süreleri dört güne çıkartılıyor.
Hatta
pankartın baskısını yapan basımevi sahibi, pankartı arabasıyla taşıyan kişi
bile gözaltına alınıyor.
Bir
pankart üzerinden ODTÜ’de ve çevresinde tam bir “cadı avı” başlatılmış durumda.
İşte
daha önce beraat etmiş karikatürler yüzünden 12 yıl sonra dört üniversiteli
tutuklanıyor.
Tutuklanma
gerekçeleri de komik.
Birincisi
“kaçma şüphesinin bulunması”.
Neymiş,
şüpheliler yakalanarak gözaltına alınmış.
Zaten
yanlış olan bu. Haklarında yakalama kararı bile yok. İfadelerinin alınması için
çıkartılmış bir davetiye de yok.
Gelelim
ikinci tutuklama gerekçesine...
“Delillerin
henüz toplanmamış olması...”
Pankartı
basan belli, taşıyan belli. Pankart elde. Başka hangi delilleri toplayacak
mahkeme?
İşte
şimdi burada bir duralım.
Çünkü
bu gerekçe çok açık biçimde Erdoğan’a hakarettir.
Ne
delili toplayacak mahkeme...
Safariye
çıkacaklar... Karikatürde yer alan hayvanlardan bir kurbağa, bir deve, bir
maymun, bir ördek, bir yılan, bir fil, bir zürafa, bir inek yakalayacaklar.
Sonra
da bu hayvanların yüzlerini Erdoğan’la karşılaştırarak bir benzerlik olup
olmadığına bakacaklar...
Bir
de “delil toplamak” adına yakalanan hayvanlarla Erdoğan’ı yüzleştirmeye
kalkarlarsa görün siz kopacak kıyameti.
Böyle
delil toplamaya Erdoğan bile itiraz edebilir.
Belki
de hayvanlar itiraz eder “neden bizim eşgalimizi Erdoğan’la karşılaştırıyorsun”
diye.
Burada
hayvan hakları dernekleri de devreye girebilir.
Bu
resmen mahkeme heyeti kararıyla Erdoğan’a yapılmış hakarettir.
“FETÖ”cü
müsünüz, nesiniz siz?
Eğer
öyleyseniz bu potansiyelinizi boşa harcamayın, belki Cumhurbaşkanlığı Hükümet
Sistemi’nde bakan bile olabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder