24 Ekim 2012 Çarşamba

İŞGAL 1453




İşgal 1453

Gayrimenkul şirketleri arkalarına devletin ve medyanın gücünü almış saldırıyorlar. Müteahitler ve bürokratlar el ele vermiş, yaşayan her şeyi kökünden söküp, satabilmek için kenti parçalıyor. İşgal ediyor, talan ediyorlar. Üstelik pervasızca ve küstahça televizyonlarda, gazetelerde, bilboardlarda yüzümüze bakıp, gülüyorlar. Bu kişiler ve kurumlar istedikleri ormanda, kamu arazisinde, insanların yuvaları, yaşamları üzerinde at koşturabiliyor. Kimse de hesap soramıyor.
Neoliberal sermaye bize “yaşamayı bırak, tüketmeye bak” diyor.  “Deli gibi çalış, borçlan, ev al !”
Şimdilik beton kafeslerde ipoteklenmiş hayatlar sürüyoruz. Hatta bunun için para biriktiriyoruz, umut besliyoruz. Ama bir sonraki aşama ödenememiş borçlar, boş konutlar ve evsiz insanlar olacak.
Kent artık sakinlerinin, nasıl yaşayacaklarını seçtikleri bir yer olmaktan çıktı. Kent artık yaşayanları için bir mecburiyet, zorunluluk.
Bu düzen içinde belki en son tartışılacak konulardan birisi ise tasarım. Fiziki, sosyal, kanuni ve psikolojik olarak gayrimenkul kapanının içine çekilen insanları, sadece ve sadece tasarımla kurtarabileceğini düşünmek, kötü niyet değilse en azından naifliktir. Karşı olunması gereken sürece alet olmaktır. Bunu konusu “musibet ve adhokrasi” olan Tasarım Bienali’nin sponsorlarının çoğunun gayrimenkul şirketleri olmasından da çok iyi anlayabiliyoruz. Muhalefetin söylemini de içine alabilen, yutabilen, kendi kar güdülerine alet eden bir süreçtir bu. Aliağaoğlu’nun Tasarım Bienali ziyareti, kendisinin sanat ve tasarıma olan merakından fazla şey söylüyor.

Hayatımızı bizim adımıza inşaat şirketlerinin tasarlamasına izin vermeyeceğiz.


Kamusal Sanat Laboratuvarı
Kent Hareketleri

Ben Dayıoğluyum!
Ağamın izinden gidiyorum, bende istanbul’u kentsel kentsel dönüştürücem!
Buraları alan talan geziyorum. Bina yapacak yer arıyorum. Bulamazsam evlerinizi yıkacağım.
Evinizi yıkıp, kafama göre yenilerini yapacağım. Biliyorum ben de bu işi. Bana güvenin.
Dedim olacak!
İnsanlar mutlu olsun istiyorum.Evlerini yıkıp insanları mutlu edicem!
Benim yaptığım evlerde yaşayanlar mutluluk hapı içmiş gibi olacak
Hap gibi evler yapıcam! Hepsini da satıcam!
Kap gibi evler yapıcam! Kapış kapış satıcam!
Bunların hiçbiri olmamış. Hepsini yıkıcam. En güzel evleri ben yapıcam.
Bana inanın. Herşeyi sizin mutluluğunuz için yapıyorum.
Tarih hayal edenleri değil yıkanları yazar. Herşeyi yıkıp küçük dayıoğlu imparatorluğunu kurucam.
Kriz mıriz yok. Hep beraber çağ atlicaz.
Kentlere dönüşün dedim dönüşecek!
Kentsel dönüşüm muhteşem olacak!
Tarih hayal edenleri değil, mahvedenleri yazacak!
Yaz dedim yazılacak. Çiz dedim çizelecek.
Hayat sıradan olmicak. Sıradan hepsini yıkıcam.
Ne yapıyosam istanbulun tam göbeğine yapacam. Kokusunu herkes duyacak!
Mutluluğu ilacını buldum. aha işte bu(malayı izleyenlere gösterir)
Mutluluk inşaatta! Huzur inşaatta!
Buraları hep eşşeğimle geziyorum. Buraların hep yıkılması lazım. Dönüşmesi lazım.
Bu eşşek başka eşek, Katalogdan seçtim. Çok pahalı 600 beygir!
Yaşasın kentsel dönüşüm!
Kentsel dönüşüm muhteşem olacak!
Çalışın! para biriktirin! Size mutluluk satıcam!
Öyle bedava mutluluk yok! Almadan vermek Allaha mahsus
Çalışana 3+1 mutluluk! Havuzlu, golflü, ormanlı mutluluk!
Depreme gerek yok! Her şeyi ben yıkıcam!
Tarih yıkanları yazar. Yaz dedim yazacak!
Tasarımcıya tasarla dedim tasarlıycak. Mimarlara çiz dedim çizecek. Mühendise yap dedim yapacak
Binalara, sitelere, villalara, rezidanslara, avmlereol dedim, olacak!
Yaşasın beton! Yaşasın dönüşüm! Yaşasın tasarım! Yaşasın sanat!
Ben de sanatçıyım
Ol dedim! Olacacak!



Hiç yorum yok: